Türkçe Ses Bilgisi Dersi 1. Ünite Sorularla Öğrenelim
1. Soru
Ses bilimi nedir?
Cevap
Herhangi bir dil göz önünde bulundurmadan genel olarak sesleri, insan dilindeki seslerin fiziksel özelliklerini inceleyen bilimdir. Seslerin gösterilmesi için uluslararası fonetik alfabe geliştirilmiştir.
2. Soru
Alternasyon işareti nedir?
Cevap
Eş zamanlı kullanımları olan dil öğelerini, dilde aynı anda var olan biçimleri göstermek için kullanılan işarettir. Omuza ~ omza.
3. Soru
Dilin tanımı nedir?
Cevap
Bir topluluk içinde doğal olarak gelişen, zaman içinde değişen göstergeler dizgesidir.
4. Soru
Dilin işlevleri nelerdir?
Cevap
Dil insana özgüdür. İnsanların anlaşmalarına yarayan, duygu ve düşünceleri ifade etmeye yarayan iletişim aracıdır. İnsanlar arasında deneyim, bilgi, fikir aktarımlar dil aracılığıyla sağlanır. İnsan dili, yeni ihtiyaçlara cevap verebilmek için gerektiğinde bir dilde yeni ifade biçimleri, yeni anlamlar türetilebilmesi anlamında üretkendir. Doğal diller çeşitli nedenlere bağlı olarak sürekli bir değişim içerisindedir.
5. Soru
Gösterge neyi ifade etmektedir?
Cevap
Aralarında gösteren-gösterilen ilişkisi bulunan her nesne ya da durum bir göstergedir. Göstergeler kendiliğinden oluşabileceği gibi üzerinde anlaşmaya varılarak da oluşturulabilir. Gökte siyah yağmur bulutlarının oluşması bir gösterendir, gösterilen ise yağmur yağacağıdır. Bu insan tarafından belirlenmemiş doğal bir gösterge ilişkisidir. Trafik lambaları ise üzerinde anlaşmaya varılmış bir göstergedir. İnsan dili de bir göstergedir. Doğal olmayan, üzerinde anlaşmaya varılmış bir dizgedir.
6. Soru
Alfabe nedir?
Cevap
Bir dildeki ses ya da sesbirimleri gösteren harflerden oluşan dizgeye alfabe denir. Hiçbir alfabe bir dilde kullanılan seslerin tümünü içermez ve söylenişi eksiksiz olarak yansıtmaz. Önceki insanlar, ifade etmek istedikleri varlıkların resimlerini mağaralarda hala görebildiğimiz çizimlerle gösterirken, zamanla bu resimlerden anlatılmak istenen varlığa benzeyen semboller ortaya çıkmıştır. Bu semboller kimi alfabelerde heceleri gösteren işaretlere dönüşürken, kimi alfabelerde de tek tek sesleri gösterecek biçimde düzenlenmişlerdir. Bugün Türkçenin yazımında kullanılan alfabe her sese bir harf denkliğine büyük oranda uyulan bir sesçil alfabedir.
7. Soru
Sesteş veya eşsesli sözcükler nelerdir?
Cevap
Yazılışları ve söylenişleri aynı olan ve hiçbir işaret kullanılmadığı halde dilin doğal konuşurları asla karıştırılmayan sözcüklere sesteş sözcükler denir. Sağ yön adı, sağ sağlam iyi durumda. Yüz 100, yüz çehre. Türkçe kökenli sesteş sözcükleri yazımda ayıracak hiçbir işaret bulunmadığı halde, bunlar konuşurlar tarafından bağlam içinde kolayca ayırt edilebilirler.
8. Soru
Bugünkü Türk alfabesi hakkında neler söylenebilir?
Cevap
1 Kasım 1928 tarih ve 1353 sayılı kanunla kabul edilen Türk alfabesinde sekizi ünlü, yirmi biri ünsüz harf olmak üzere toplam 29 harf vardır. Türkler tarih içinde Runik alfabe, Uygur alfabesi, Arap alfabesi gibi başka alfabeleri de kullanmışlardır.
9. Soru
Ses aygıtı nedir?
Cevap
Bir sesin oluşması sürecine herhangi bir şekilde katılan organlara ses aygıtı denir. Akciğerler, diyafram, nefes borusu, ses telleri, küçük dil, burun, damak, dil, diş, dudak gibi organlar ses aygıtı denmektedir.
10. Soru
Gelişme işareti neyi ifade eder?
Cevap
Dil incelemelerinde ele alınan ögenin eski ve yeni biçimlerini, yani gelişimini gösterir. < > okun açık tarafı eski biçimini, yeni olana kaynaklık edeni; uç kısmı ise gelişme sonucu ortaya çıkan daha yeni biçimi gösterir.
11. Soru
Sözcüklerin başına konan yıldız işaretinin anlamı nedir?
Cevap
Bunun iki temel işlevi vardır. Eğer etimoloji yapılıyorsa önüne yıldız konan sözcük, tarihi kaynaklarda belgelenmemiş, ama öyle olması gerektiği varsayılan biçimi gösterir. Yıldız işaretinin ikinci işlevi de kabul edilemez biçimleri göstermektedir.
12. Soru
Ses nasıl tanımlanır?
Cevap
Konuşma dilinin söylenip işitilebilen en küçük parçasına ses denir. Ses bilgisindeki bu en küçük parça anlayışı bir varsayımdır. Konuşma sırasında sesler gerçekte birbirinden ayrı söylenmezler, aralarında herhangi bir doğal bir kesinti yoktur. Konuşma devamlılık gösteren bir süreçtir. Ancak belli ses bilgisel incelemeler sonucu soyut sesler, yani dilin ayrılabilen parçaları ortaya çıkarılabilir. İnsanın ses aygıtı herhangi bir doğal dilde bulunandan çok daha fazla sesi çıkarabilecek niteliktedir, ancak diller sınırlı sayıda sesle yetinirler. Her dilin kendine göre bir ses dağarcığı vardır.
13. Soru
Türkçe kaynaklarda dizge ne anlama gelmektedir?
Cevap
İnsan dili bir sistemdir. Bir sistem en küçük biçimiyle seslerden, seslerin belli bir düzen içerisinde bir araya gelmesiyle oluşan morfemlerden, sözcüklerden ve sözcüklerin belli kurallar içinde bir araya gelmesiyle oluşan cümlelerden meydana gelir. Doğal dillerde var olan sesler her dilde o dile özgü kurallar çerçevesinde bir araya gelerek anlamlı sözcükler oluşturabilir. Bu anlamlı sözcükler ancak o dile özgü kurallara bağlı olarak doğru cümleler ortaya çıkarabilirler. Buradan anlaşılıyor ki, var olan malzeme insan dilinin oluşabilmesi için belli bir düzene göre bir araya gelmekte, ancak dile özgü düzene uyulduğu zaman anlamlı olabilmektedir. Bu duruma Türkçe kaynaklarda dizge denilmektedir.
14. Soru
İşitsel ses bilimi nedir?
Cevap
İşitme organları üzerinde yoğunlaşır. İşitmeyi gerçekleştiren kulak ve beynin işitmeyle ilgili bölümünü, seslerin insan kulağı tarafından nasıl işitildiğini, farklı ana dillere sahip dinleyicilerin sesleri nasıl algıladıklarını inceler. Ana dili Korece olan bir dinleyici, r ve l seslerini aynı şekilde işitir veya ana dili İngilizce olan biri söz sonundaki r sesini duyamaz. Yine Trakya ağızlarında söz başındaki h sesi, Fransızcada olduğu gibi kaybolur. Hasan-Asan, hem-em gibi başta h sesini söylemeyenlerin işitmede bu sese karşı duyarlılıkları daha azdır.
15. Soru
Eklerin önünde kullanılan tire neyi ifade eder?
Cevap
Eklerin bağımsız olarak kullanılamadıklarını, ancak bir sözcüğe eklenmek suretiyle kullanılabileceğini göstermek için bitişme yerine bir çizgi konur. Ek eğer isim türeten bir ek ise isimler cümlede yalın olarak da kullanılabildikleri için çizgi sadece ekin başına, eylemden eylem türeten bir ek ise, hem başına hem de sonuna tire konur.
16. Soru
Standart dil ile ağızlar arasında sesbirimler açısından farklar nelerdir?
Cevap
Kapalı e adıyla bilinen e sesi standart dilde sesbirim değildir, yani anlam farkı yaratmaz. Bunun için alfabede ayrı bir işaret de bulunmaz, e sesinin i-e arasında yer alan bütün alt sesbirimleri aynı harfle gösterilir. Standart dilde el organ, el yabancı sözcükleri aynı biçimde yazılır ve farklı söylenseler de eşsesli kabul edilirler. Standart Türkçe konuşuru için iki ses aynıdır. Ağızlarda ise, ilki açık e dediğimiz a sesine daha yakın bir sesle, ikincisi de kapalı e dediğimiz i sesine daha yakın bir sesle söylenir. Azeri Türkçesinde bu iki ses anlam ayırıcıdır, sesbirimdir ve alfabede iki ayrı harfle gösterilir. Ağızlarda ve Azeri Türkçesindeki durum eski Türkçeye ait bir özelliktir. Kapalı e sesi Azeri Türkçesi gibi kimi Türk dillerinde sesbirim olarak korunurken, diğerlerinde i veya e seslerine değişmiştir. Standart Türkiye Türkçesinde ise bu açıdan tutarlılık yoktur. Kapalı e sesi bazı sözcüklerde i, bazılarında e olmuştur.
17. Soru
Sesbirim nedir?
Cevap
Dilde anlam ayırıcı en küçük ögeye sesbirim denir. Çağdaş dil incelemelerinde seslerin anlam ayırıcı olup olmaması önemlidir. Örneğin al ile el sözcüklerinin anlamlarını birbirinden ayıran özellik, a ve e ünlülerinin her ikisi de açık, düz ünlüler oldukları için önlük-artlıktır. Üç ve uç sözcükleri arasındaki anlam ayırıcı özellik, her iki ünlüde yuvarlak ve dar olduğu için yine önlük-artlıktır. Dil incelemelerinde tek bir özellikle anlamca birbirinden ayrılan sözcüklere en küçük karşıt çift denir. Al-el-ol-öl-il gibi. Söyleyiş farkının anlam ayırıcı bir özellik taşımadığı, bir sesin farklı söyleniş biçimlerine alt sesbirim denir.
18. Soru
Ana Türkçe ve Eski Türkçe terimleri neyi ifade eder?
Cevap
Türkçenin henüz yazılı metinlerinin olmadığı, ancak karşılaştırmalar yoluyla varsayılan dönemi için ana Türkçe terimi kullanılmıştır. Tarihi metinlerde uzun ünlüler gösterilmediği için, uzun ünlülü biçimler Ana Türkçeye gönderilmiştir. Ana Türkçe döneminin milat sıralarında var olduğu düşünülmektedir. Eski Türkçe terimi ise 8. Yüzyıldan 11. Yüzyıla kadar olan dönemi kapsar. Türkçenin ilk yazılı belgelerinin ortaya çıktığı, dil açısından kendi içinde bir birlik oluşturduğu dönemdir.
19. Soru
Ses bilgisi nedir?
Cevap
Ses, harf, seslerin anlam ayırıcı özelliği, sesbirim, ünlüler, ünsüzlerin, ses dizimi, ünlü ve ünsüzlerle ilgili kurallar, sesler arasındaki etkileşimler, ses değişimleri ve ses olayları ses bilgisinin inceleme alanlarıdır.
20. Soru
Dil göstergelerinin özellikleri nelerdir?
Cevap
Her dil topluluğu kendi dilinde hangi seslerin yan yana gelerek hangi nesne ya da kavramı göstereceği üzerinde anlaşmıştır. Bu ilişkiler her dilde farklı seslerle gerçekleşir. Dil göstergelerinin gösterilenle gösteren arasındaki ilişkinin nedensiz olduğu ortaya çıkar. Ancak kimi dilsel göstergelerde sınırlı da olsa bir nedenlilikten söz edilebilir. Yansıma denilen sözcüklerde bir nedenlilik ilişkisinden söz edilebilir. Fısır fısır, gümbür gümbür, inek sesi için mö göstergeleri gibi. Başka bir nedenlilik durumu da birbirleriyle bağlantılı olan sözcüklerde görülür. Örneğin sayı adlarında, ilk sayısı büyük, ikinci sayısı küçük olan sayı öbeklerinde toplama söz konusudur. Yirmi sayı adı nedensizken, on dokuz sayı adının bir nedeni vardır. On ve dokuz sözcüklerinin toplanmasıyla oluşmuştur. Dil göstergeleri aynı zamanda soyuttur. Aynı dil nesne ve kavramları genel olarak adlandırır. Çizgisellik de dil göstergesi için ayırt edici ilkelerden birisidir. Sesler bir çizgi üzerinde dizilerek anlamlı birimleri oluştururlar. Dil sistemi tümüyle çizgiseldir, sadece sesler yan yana dizilmez, sözcükler de yan yana dizilerek cümleleri, cümleler yan yana dizilerek metinleri oluştururlar.
21. Soru
Fonetik ve Fonoloji arasındaki temel fark nedir?
Cevap
Fonetik insan dilindeki tanımlanabilen gerçek sesleri incelerken, fonoloji, bir sesin belli bir dilin ses sisteminde anlam ayırıcı işlevinin olup olmadığını araştırır.
22. Soru
Eklerin bilimsel çalışmalarda gösterilmesinin ikinci yolu nedir?
Cevap
Eklerin bütün varyantlarını yazmak yerine hepsini temsilen semboller kullanmaktır. Alışılmış olan uygulama, değişken seslerin temsilen büyük harfle verilmesidir. -A a,e -lAr -lar, ler -DA -da,-de,-ta,-te -(y)X yı,yi,yu,yü -mXş -mış, -miş, -muş, -müş -DX -dı,-di,-du,-dü,-tı,-ti.-tu,-tü. Ayrıca Türkçede eklerin bir kısmı ünlüden ibarettir veya ünlüyle başlar; bir kısmı ise ünsüzden ibarettir veya ünsüzle başlar. Bu sebeple eklenme sırasında Türkçenin ses yapısıyla çelişen durumlar ortaya çıkabilir. Ünlüyle biten bir sözcüğe tek ünsüzden ibaret olan birinci kişi iyelik ekinin eklenmesi durumunda sorun yoktur, kapı-m. Ancak aynı eki ünsüzle biten bir sözcüğe eklediğimizde Türkçede sonda bulunamayan ünsüz çiftleri oluşur, evm gibi. Bu durumda sözcükle ek arasına, yardımcı ses veya bağlama ünlüsü dediğimiz bir dar ünlü girer ve eklenmede ortaya çıkan çakışma giderilmiş olur, ev-i-m. Türkçede ikiz ünlü yoktur. Bu yüzden ünlüyle biten bir sözcüğe, ünlüden ibaret olan veya ünlüyle başlayan bir ek geldiğinde yine bir çakışma ortaya çıkar, kapıa gibi. Çakışma araya yardımcı ses veya bağlama ünsüzü denilen y sesinin girmesiyle giderilir, kapı-y-a.
23. Soru
Harf nasıl açıklanır?
Cevap
Sesbirimleri, sesleri gösteren işaretlere harf denir. Aynı sesin gösterimi için farklı alfabelerde farklı işaretler kullanılır. Bir dilin söylenişinde yer alan tüm sesler alfabede gösterilmiyor olabileceği gibi, alfabede olduğu halde sesbirim olmayan sesler de olabilir. Türkçede şapka sorunu harf ve ses ilişkisinden kaynaklanır. Türkçede ünsüzün ön ya da art oluşunu ünlü belirler.
24. Soru
Fonetik nedir?
Cevap
Dil biliminin insan sesleriyle ilgilenen iki farklı kolundan birisidir ve insan dilindeki tanımlanabilen gerçek sesleri inceler. Bunu yaparken herhangi bir dile bağlı kalmaz. Fenotik; genel olarak sesler nasıl çıkarılmaktadır, nasıl oluşmaktadır, boğumlanma özellikleri nelerdir? Ölçülebilir akustik dalgalar olarak fiziki özellikleri nelerdir, üretilmelerindeki fiziksel ilkeler ve sesletim süreleri nedir, kulaktan başlayıp beyindeki işlenmelerine kadar olan işitme organlarında nasıl algılanmaktadırlar gibi sorulara cevap aramaktadır. Seslerin bu özellikler açısından nasıl tanımlanabileceği, nasıl yazılabileceği, veya yazılı olarak nasıl gösterilebileceği de fenotiğin konusudur. İnsan konuşmasındaki gerçek fiziksel seslerle ilgilendiği için fenotik terimi karşılığında Türkçede ses bilimi teriminin kullanılması uygun olur.
25. Soru
Fonoloji nedir?
Cevap
Zihinsel dil bilgisindeki kurallarla ilgilenir, seslerin bir dilin ses sistemi içindeki işlevlerine odaklanır. Fonolojinin temel sorusu, bir sesin belli bir dilin ses sisteminde anlam ayırıcı işlevinin olup olmadığı, bir dildeki iki ses arasındaki farkın anlamı ayırıp ayırmadığıdır. Fonetiğin aksine belli bir dildeki seslerin o dildeki işlevlerini, birbirleriyle etkileşimlerini, diziliş ve değişim kurallarını inceler. Fonolojinin konusu, gerçek sesler değil soyut seslerdir. Örneğin, alfabede a işareti, gerçek bir sesi değil, farklı biçimlerde çıkarılan ses grubunu gösterir. Kapı sözcüğünün ilk hecesindeki ses, av sözcüğünün başındakinden daha dardır, ancak fonolojik incelemeler açısından her ikisi de tek bir işaretle gösterilir. Başka bir örnek, v harfiyle gösterilen ses, var ve tavuk sözcüklerinde farklı biçimde söylendiği halde Türkçede her ikisi de aynı sesbirimin farklı gerçekleşme biçimleridir. Fonoloji iki farklı söyleyişin dilde anlam ayırıcı olup olmadığını göstermek için çeşitli karşılaştırmalar yapar. Bu yönüyle de görevsel ses bilgisi olarak da adlandırılır ve Türkçede ses bilgisi terimi ile karşılanması uygun olur. Türkçe kaynaklarda ses bilim, fonoloji karşılığında, ses bilgisi ise fonetik karşılığında kullanılabilmektedir.
26. Soru
Söyleyiş ses bilimi nedir?
Cevap
Seslerin çıkarılışı sırasında, konuşma organlarının durumunu, seslerin boğumlanma biçimlerini inceler ve sesleri bu açıdan sınıflandırır. Seslerin çıkarılışı sırasında soluğun, ses aygıtının herhangi bir yerinde bir engelle karşılaşıp karşılaşmamasına göre bütün dillerdeki sesler önce ünlüler ve ünsüzler olarak ikiye ayrılır. Daha sonra konuşma organlarının pozisyonlarına bağlı olarak dar, geniş, düz, yuvarlak, akıcı, patlamalı sınıflandırmalar yapılır. Ünlülerle ünsüzler arasındaki en önemli fark, ünlülerin tek başlarına hece oluşturabilmesi, buna karşılık ünsüzlerin ancak bir ünlü ile hece kurabilmeleridir. Yarı ünlü denen y sesi bile hece kurabilmek için mutlaka bir ünlüye ihtiyaç duyar.
27. Soru
Transkripsiyon nedir?
Cevap
Sözlü ağız malzemelerinin konuşulduğu anda veya kaydedilerek daha sonra yazıya aktarılmasına transkripsiyon veya yazıya aktarma denir.
28. Soru
Ses sembolizmi nedir?
Cevap
Dil göstergesinin nedenli olduğu görüşünün ileri sürüldüğü farklı durumlar vardır. Bunlar ses sembolizmi adı altında toplanır. Ses sembolizmine göre i sesi yakını, a sesi uzağı gösterir. Anne, baba gibi akrabalık adları da ses sembolizmi içinde değerlendirilir. Belli seslerin belli nesne ve kavramları gösterdiği görüşü dil bilimi araştırmalarının tarihi kadar eskidir. Geleneksel dil bilimi çalışmalarında bugün hala nedenlilik savunulmaktadır. Örneğin taş sözcüğünü oluşturan seslerin tesadüfen bir araya getirilmedikleri ve nesne ile sesler arasında doğru bir anlam bağlantısı olduğu anlaşılır.
29. Soru
Titreşim ses bilimi nedir?
Cevap
Seslerin süre, titreşim, sıklık, yükseklik gibi ölçülebilen fiziksel değerleriyle ilgilenir. Örnek olarak, erkek ses tellerinin saniyedeki titreşim sayısı 65-262 arasında iken, bu sayı kadınlarda 128-523 arasındadır. Bu özellik kişiden kişiye değişebildiği için, belli bir sesin kime ait olduğu belirlenebilmektedir.
30. Soru
Transliterasyon nedir?
Cevap
Bir alfabe ile yazılmış bir metni yorum yapmadan başka bir alfabe ile göstermektir. Harf çevrimi de denmektedir.
31. Soru
Eklerdeki çeşitlenmenin nedeni nasıl açıklanabilir?
Cevap
Eklerdeki çeşitlenme ünlü ve ünsüz uyumlarına göre çeşitlenir. Bilimsel çalışmalarda değişken sesleri göstermenin iki yolu vardır. Birinci yol bütün değişkenleri ayrı ayrı yazmaktır. Sadece düz geniş bir ünlüye veya düz geniş bir ünlü ve başta değişken olmayan bir ünsüze sahip olan ekler, art ve ön ünlülü olmak üzere iki farklı biçimde karşımıza çıkabilir, -a, -e, -lar, -ler. Eğer ek düz geniş bir ünlüye ve başta ünsüz uyumuna giren bir ünsüze sahip ise ikisi ünlüden, ikisi de ünsüzden kaynaklanan dört farklı biçimde karşımıza çıkar, -da, -de, -ta, -te. Ek, dar bir ünlüden ibaretse veya bir dar ünlüsü varsa ve ünsüz uyumuna girmeyen bir ünsüzle başlıyorsa dört farklı biçimde karşımıza çıkar, -yı, -yi, -yu, -yü, -mış, -miş, - muş, -müş. Bir diğer durumda ek dar bir ünlüye ve ünsüz uyumuna giren bir ünsüze sahipse dördü ünlüden, ve ikisi ünsüzden kaynaklanmak üzere sekiz farklı biçimde kullanılır, -dı, -di, -du, -dü, -tı, -ti, -tu, -tü. Geniş yuvarlak ünlüler olan; o ve ö ilk hece dışında bulunamaz.
32. Soru
Fonetik alfabe hangi amaçla geliştirilmiştir?
Cevap
Seslerin gösterilmesi için uluslararası fonetik alfabe geliştirilmiştir.
33. Soru
Ses bilim seslerin fiziksel özelliklerini kaç farklı alanda inceler ve bunlar nelerdir?
Cevap
Ses biliminin, diller üzeri bir yaklaşımla insan dilindeki seslerin fiziksel özelliklerini incelediği belirtilmişti. Ses bilim bunu 3 ayrı alanda gerçekleştirir: Söyleyiş Ses Bilimi, Titreşim (Akustik) Ses Bilimi ve İşitsel Ses Bilimi.
34. Soru
Seslerin çıkarılışı sırasında konuşma organlarının durumunu, seslerin boğumlanma biçimlerini inceleyen ve sesleri bu açıdan sınıflandıran ses bilim alanının adı nedir?
Cevap
Söyleyiş Ses Bilimi, seslerin çıkarılışı sırasında konuşma organlarının durumunu, seslerin boğumlanma biçimlerini inceler ve sesleri bu açıdan sınıflandırır.
35. Soru
Ünlülerle ünsüzler arasındaki en önemli fark nedir?
Cevap
Ünlülerle ünsüzler arasındaki en önemli fark, ünlülerin tek başlarına hece oluşturabilmesi, buna karşılık ünsüzlerin ancak bir ünlü ile hece kurabilmeleridir.
36. Soru
Hangi ses bilim dalı seslerin süre, titreşim, sıklık, yükseklik gibi ölçülebilen fiziksel değerleriyle ilgilenir?
Cevap
Titreşim Ses Bilimi ise seslerin süre, titreşim, sıklık, yükseklik gibi ölçülebilen fiziksel değerleriyle ilgilenir.
37. Soru
Ses bilgisinin inceleme alanları nelerdir?
Cevap
Ses bilgisinin inceleme alanları ses, harf, seslerin anlam ayırıcı özelliği, sesbirim, ünlüler, ünsüzler, ses dizimi, ünlü ve ünsüzlerle ilgili kurallar, sesler arasındaki etkileşimler, ses değişimleri, ses olaylarıdır.
38. Soru
Bir sesin oluşması sürecine herhangi bir şekilde katılan organlara ne ad verilmektedir?
Cevap
Bir sesin oluşması sürecine herhangi bir şekilde katılan organlara ses aygıtı denir.
39. Soru
Konuşma dilinin söylenip işitilebilen en küçük parçasına ne ad verilir?
Cevap
Konuşma dilinin söylenip işitilebilen en küçük parçasına ses denir.
40. Soru
Ses birim (fonem) nedir?
Cevap
Dilde anlam ayırıcı en küçük ögeye sesbirim (fonem) denir (sesbirim teorisi hakkında genel bilgi için bk. Demirci 2011).
41. Soru
Dil incelemelerinde, tek bir özellikle anlamca birbirinden ayrılan sözcüklere en küçük karşıt çift (minimal pairs) denir.
Cevap
Dil incelemelerinde, buradaki gibi tek bir özellikle anlamca birbirinden ayrılan sözcüklere en küçük karşıt çift (minimal pairs) denir.
42. Soru
Yazılışları veya söylenişleri aynı olan sözcüklere ne denir?
Cevap
Dillerde, yazılışları veya söylenişleri aynı olan ve hiçbir işaret kullanılmadığı hâlde dilin doğal konuşurları tarafından asla karıştırılmayan yığınla örnek bulunur:
ben “birinci tekil kişi zamiri” ben “ciltteki leke”
sağ “yön adı” sağ “sağlam, iyi durumda”
yüz “100” yüz “çehre”
Bunlara sesteş veya eşsesli sözcükler denir.
43. Soru
Bugünkü Türk alfabesi hangi tarihte kabul edilmiştir?
Cevap
1 Kasım 1928 tarih ve 1353 sayılı kanunla kabul edilen bugünkü Türk alfabesinde ünlü, yirmi biri ünsüz harf olmak üzere toplam 29 harf vardır.
44. Soru
Günümüzde kullanılan Türk alfabesinde kaç tane ünlü kaç tane ünsüz harf vardır?
Cevap
1 Kasım 1928 tarih ve 1353 sayılı kanunla kabul edilen bugünkü Türk alfabesinde sekizi ünlü, yirmi biri ünsüz harf olmak üzere toplam 29 harf vardır.
45. Soru
Transliterasyon nedir?
Cevap
Transliterasyon için harf çevrimi terimi de kullanılır. Anlamı ise bir alfabe ile yazılmış bir metni yorum yapmadan başka bir alfabe ile göstermektir.
46. Soru
İnsan dilindeki tanımlanabilen gerçek sesleri inceleyen ve bunu yaparken herhangi bir dile bağlı kalmayan dil bilim kolu hangisidir?
Cevap
Fonetik insan dilindeki tanımlanabilen gerçek sesleri inceler. Bunu yaparken, herhangi bir dile bağlı kalmaz.
47. Soru
Zihinsel dil bilgisindeki kurallarla ilgilenen, seslerin bir dilin ses sistemi içindeki işlevlerine odaklanan ve ses bilimi de denen dil bilim dalının adı nedir?
Cevap
Fonoloji zihinsel dil bilgisindeki kurallarla ilgilenir, seslerin bir dilin ses sistemi
içindeki işlevlerine odaklanır.
48. Soru
Dilin işlev açısından en önemli özelliği nedir?
Cevap
Ayrıca dil, bir iletişim aracı’dır. Dilin işlev açısından en önemli yönü budur. İnsanlar arasında deneyim, bilgi, fikir vb. aktarımları dil aracılığıyla sağlanır.
49. Soru
Sözcüklerin başına konan yıldız işaretinin kaç işlevi vardır ve bu işlevler nelerdir?
Cevap
Sözcüklerin başına konan yıldız işaretinin iki temel işlevi vardır. Eğer etimoloji yapılıyorsa önüne yıldız konan sözcük, tarihi kaynaklarda belgelenmemiş ama öyle olması gerektiği varsayılan biçimi gösterir. Yıldız işaretinin ikinci işlevi de kabul edilemez biçimleri göstermektir.
50. Soru
Sıfır işareti hangi amaçla kullanılmaktadır?
Cevap
Ortası eğik çizgili sıfır işareti, düşmüş veya artık kullanılmayan ses ve biçimleri göstermek için kullanılır.
51. Soru
ET, TDK ve Fr. kısaltmalarının açılımlarını yazınız.
Cevap
Alm.: Almanca
Ar.: Arapça
AT: Ana Türkçe
ET: Eski Türkçe
Far.: Farsça
Fr.: Fransızca
İt.: İtalyanca
TDK: Türk Dil Kurumu
Yun.: Yunanca
Türkçe Ses Bilgisi Dersi 2. Ünite Sorularla Öğrenelim
Ses Bilgisi 1: Parçalı Sesbirimler
1. Soru
Söz sonundaki ünsüzler Türkçe sözcüklerde nasıl bir durum alırlar?
Cevap
Türkçede genel kural olarak söz sonunda ötümlü ünsüz bulunmaz. Ana Türkçe dönemindeki uzun ünlüler kısalırken geride seslik izler bırakmışlardır, bunlardan biri ötümlüleşmedir. Az sayıda tek heceli sözcük, ek almasa bile söz sonunda ötümlü ünsüz bulundurur, ad, od, sac, yad gibi. Büyük bir grup tek heceli sözcükte ise ünlü uzunluğundan kaynaklanan ötümlüleşme ancak eklenmede ortaya çıkar. Ötümsüz ünsüzle biten tek heceli uzun ünlülü olan sözcüklerin ünlüyle başlayan bir ek almaları durumunda sonlarındaki p, ç, t, k ünsüzleri, b, c, d, g seslerine değişir. Kök hecedeki ünlü Ana Türkçede kısa ise ünsüz aynı kalır. Kök hecedeki ünlünün uzun olup olmamasıyla ilgilidir.
2. Soru
Seslerin niteliğini neler belirler?
Cevap
Ciğerlerden gelen havanın çıkarılması sırasında, havanın gırtlaktan itibaren herhangi bir yerde tıkanması, hava yolundaki çeşitli daralmalar, sürtünme, kapanma, sızma, ses tellerinin titreşip titreşmemesi, dilin dişlere, damağa değip değmemesi, dudakların durumu seslerin niteliğini belirler. Sesler çıkış biçimlerine göre çeşitli benzerlik veya farklılıklarına göre sınıflandırılırlar.
3. Soru
Türkçe kökenli sözcüklerde bulunan ünlüleri, ölçütlere göre nasıl gruplandırabiliriz?
Cevap
A sesi; art, düz, açık, kısa, e sesi; ön, düz, açık, kısa, ı sesi; art, kapalı, düz, kısa, i sesi; ön, düz, dar, kısa. Art-düz-geniş; a. Art-düz-dar; ı. Art-yuvarlak-geniş; o. Art-yuvarlak-dar; u. Ön-düz-geniş; e. Ön-düz-dar; i. Önyuvarlak-geniş; ö. Ön-yuvarlak-dar; ü. Uzunluk çağdaş Türkçede hem Türkçe sözcükler için hem de alıntı sözcükler için anlam ayırıcıdır, yani bir sesbirimdir. Parçalar üstü sesbirimler arasında yer alan uzunluk yazıda gösterilmez.
4. Soru
Ünlülerin tanımlanması ve sınıflandırılmasındaki sorunlar nelerdir?
Cevap
Ünlülerde, ünsüzlerin aksine, söylenişleri sırasında dudakların yuvarlaklaşması dışında, ağız boşluğunda neler olduğunun hissedilmemesidir. Dudakların durumu Türkçe ünlülerin ayrılmasında önemlidir, fakat ünlülerde asıl önemli olan dildir. Ünlülerin hem niteliği hem niceliği, duruma göre; dilin belli bir bölümünün, hangi pozisyonda, ne kadar süreyle kaldığına bağlı olarak değişir ve böylece bambaşka bir ünsüz oluşabilir.
5. Soru
Ünsüzlerin sınıflandırılması kaç grupta yapılır?
Cevap
Oluşum yerlerine göre ünsüzler; çift dudak ünsüzleri, diş dudak ünsüzleri, dil ucu diş ünsüzleri, diş eti damak ünsüzleri, ön damak ünsüzleri, art damak ünsüzleri, gırtlak ünsüzleri, ötümlülük ötümsüzlük açısından ünsüzler, süreklilik süreksizlik açısından ünsüzler, ağız ya da genizde oluşmalarına göre ünsüzler olmak üzere sınıflandırılır.
6. Soru
Ünlülerin özellikleri nelerdir?
Cevap
Ünlülerin çıkarılması sırasında soluğun tam bir engellenmeyle karşılaşmaması, hiçbir engelle karşılaşmadığı anlamına gelmez. Ünlüler söylenirken başlarında Türkçede sesbirim olmadığı için ayrı bir işaretle gösterilmeyen bir gırtlak sesi bulunur. Her sözcüğün başında gırtlakta bir boğumlanma olduğu ve bunun açılması ile ünlünün oluşmaya başladığı hissedilir. Ayşe, elma al cümlesindeki gibi. Ünlüler söylenişleri sırasında, ağız boşluğunda yarattıkları açıklık, darlığa, dudakların durumuna, dilin önünün veya arkasının kabararak soluğun geçiş yolunda bir engel oluşturmasına göre belli sınıflara ayrılırlar. Ünlülerin süresi, yani ünlünün uzun olup olmaması da önemli bir ölçüttür. Ünlülerin tek başlarına söylenebilir ve hece kurabilir olmaları, onları diğer seslerden ayıran önemli bir özelliktir. O, a-lın, ö-mür, ı-lık gibi. Standart Türkçede alfabede gösterilen 8 ünlü vardır. Ayrıca zaman zaman uzun ünlüleri göstermek için düzeltme işaretinin kullanıldığı da olmaktadır ama düzensizdir.
7. Soru
Sesler nasıl sınıflandırılırlar?
Cevap
Seslerin bir bölümü alfabede yer alan çeşitli harflerle gösterilir, yazıda gösterildikleri için parçalı sesbirimler adını alırlar. Bazıları ise sadece söyleyişte yer alırlar ve parçalarüstü sesbirimler olarak adlandırılırlar. Uzunluk, vurgu, ezgi, ton gibi ögeler parçalarüstü sesbirimlerdir.
8. Soru
Oluşum yerlerine göre ünsüzler nasıl sınıflandırılabilir?
Cevap
Ünsüzlerin sınıflandırılmasında kullanılan ölçütlerden birisi, oluşum noktasıdır. Bir ünsüzün çıkarılması sırasında ciğerlerden gelen havanın engellenmesinin ses aygıtının hangi bölgesinde, yani boğumlanmanın söyleyiş organlarının neresinde gerçekleştiği ile ilgilidir. Telaffuz organlarında seslerin oluşmasında önemli rolü oynayan belli noktalar vardır, bunlara boğumlanma noktaları denir. Ünsüzlerin oluşumuna en az iki organ katılır. Çift dudak ünsüzleri: ciğerlerden gelen havanın dudakların kapanması sonucu engellenmesiyle oluşan ünsüzlerdir. Türkçede anlam ayırıcı ses birimler olarak kullanılan dudak ünsüzleri; b, p, m gibi. Diş dudak ünsüzleri; havanın üst dişlerle alt dudak tarafından engellenmesi sonucu oluşan seslere denir, f ve v gibi. Dil ucu diş ünsüzleri; dil ucunun dişlerin arasına değmesi sonucu oluşan seslerdir, d, t, n, s gibi. Diş eti damak ünsüzleri; dil ucunun diş etine değmesi ile oluşan seslerdir, c, ç, ş, j gibi. Ön damak ünsüzleri; dilin ön tarafının ön damağa doğru kabararak, havayı engellemesiyle oluşan seslerdir, g, k, l, r gibi. Art damak ünsüzleri; dilin arka tarafının kabarıp yumuşak damakla birlikte soluğu engellemesi sonucu oluşan seslerdir, g, ğ, k, l gibi. Gırtlak ünsüzleri; soluğun gırtlakta bir tıkanmaya uğramasıyla çıkarılan seslerdir.
9. Soru
Ünlü nedir?
Cevap
Bir dilde seslerin çıkarılması sırasında akciğerlerden havanın ses aygıtında tam kapanma türünden bir engelle karşılaşmadan ses tellerinin titreşmesiyle oluşan seslere ünlü denir. Bu terim, ses anlamına gelen ve bazı ağızlarda hala söylenen ün sözcüğü ile addan ad yapım eki olan lü ekinin birleşmesiyle ortaya çıkmıştır.
10. Soru
Söz sonundaki ünsüzlerin durumu yabancı kökenli sözcüklerde nasıldır?
Cevap
Alıntı sözcüklerde, başta Arapçadan ve Farsçadan alınanlar olmak üzere sözcüğün aslında bulunan ötümlü ünsüzler, Türkçenin sözcük sonunda ötümlü ünsüz bulunmama kuralına uygun olarak, yalın durumda ötümsüzleşir. Sözcüğün ünlüyle başlayan bir ek alması durumunda ise yeniden ötümlüleşir. Kitab-kitap-kitab-ı, hesab-hesap-hesab-ı, ceb-cep-ceb-i gibi.
11. Soru
Ünlüler kaç gruba ayrılır?
Cevap
Ünlüler dört grupta toplanabilir. Dilin ön tarafının kabararak ön damakla arasındaki açıklığı daraltması sonucu oluşan ünlülere ön damak ünlüsü veya ön ünlü denir. Bunlar; e,i,ö,ü ünlüleridir. Dilin arka tarafının kabararak, yumuşak damakla arasındaki mesafeyi daraltması sonucu oluşan ünlülere art damak ünlüsü veya art ünlü denir. Bunlar a,ı,o,u ünlüleridir. İkinci önemli ayırıcı özellik dudakların durumudur. Dudaklar düz durumdayken çıkarılan ünlülere düz ünlüler denir: a-e-ı-i düz ünlülerdir. Eğer dudaklarda bir yuvarlaklaşma olursa bu durumda yuvarlak ünlüler oluşur: o-u-ö-ü ünlüleri yuvarlak ünlülerdir. Ağız boşluğundaki açıklık-kapalılık, dilin ağız içinde yayvan olarak bulunması veya kabararak hava yolunu daraltmasıyla ilgilidir. Geniş ünlülerde dil her seferinde, dar karşılığına göre ağız içinde daha yayvan biçimde bulunur. Darlık, genişlik durumuna göre; a-e-o-ö ünlüleri geniş, ı-i-u-ü ünlüleri dar ünlülerdir. Sınıflandırmada dördüncü ölçüt süredir. İlke olarak ünlüler, çıkarılmaları sırasında ses aygıtında herhangi bir kapanmayla karşılaşmadıkları için nefesin yettiği kadar söylenebilirler.
12. Soru
Ötümlülük, ötümsüzlük açısından ünsüzler nelerdir?
Cevap
Oluşum sırasında ses tellerinin titreşip titreşmemesi, ünsüzleri sınıflandırılmasında kullanılan ölçütlerden birisidir. Ses telleri gırtlağın ortasında kalan kıkırdağın içiyle halka kıkırdağın iç kenarları arasında yer alan ve sesin oluşumunda birinci derecede rol oynayan esnek iki kas’a denir. Türkçenin ötümlü ünsüzleri; b,c,d,g,ğ,j,l,m,n,r,v,y,z’dir. Ötümsüz ünsüzleri ise; ç,f,h,k,s,ş,p,t’dir. Seslerin titreşimli olup olmadığını anlamanın yollarından biri, ellerle kulakları tıkayarak sesleri söylemektir. Titreşimli seslerde, ses içeriden açıkça duyulurken, titreşimsizlerde hiçbir şey işitilmez. Boyun çenenin altından tutulduğu zaman da titreşimli sesler hissedilir.
13. Soru
Söz sonundaki ünsüzlerle ilgili karışıklık yaratan türevler nelerdir?
Cevap
Bazı durumlarda türevler yanıltıcı olabilir. Örnek olarak ak; beyaz, ak-ı çekiminde ünsüz ötümsüzlüğünü korurken aynı kökten türemiş ağar-beyazlamak eylemi eski uzunluğu ifade eder. Geleneksel dil bilgisi kitaplarında bu durum; tek heceli sözcüklerle karışıklığa yol açacak sözcüklerde ve bazı adlarda sondaki ünsüz değiştirilemez biçiminde açıklanır. Ancak dillerde bilinçli ses değişmeleri olamayacağı gibi, bu açıklama tek heceli tüm sözcüklerin durumunu da açıklamaz. Söz sonundaki ötümlülük, ötümsüzlük ilginç bir belirleme de tek heceli eylem köklerinin çekiminde ötümlüleşme olmamasıdır. Yapım ekleriyle ötümlüleşen eylem kökü, çekim ekleriyle değişmez. Çok heceli sözcüklerde ise söz sonunda ötümlüleşme, yeni türetmeler dışında, her durumda gerçekleşir. Çok heceli sözcüklerin sonundaki ötümlüleşmenin ünlü uzunluğuyla ilgisi yoktur.
14. Soru
Ağız ya da genizde oluşmalarına göre ünsüzler nelerdir?
Cevap
Ünsüzler oluşumlarına göre ağız ya da geniz ünsüzleri olmak üzere ikiye ayrılırlar. Ağız ünsüzlerinde küçük dil, burun yolunu kapatarak burundan hava çıkışını engeller. Geniz ünsüzlerinde ise burun yolu açıktır. Ses oluşurken akciğerlerden gelen hava burundan da çıkar. Türkçede m ve n olmak üzere sadece iki geniz ünsüzü vardır. Bu ünsüzlerden ilkinin söylenişi sırasında akciğerlerden gelen hava dudakların kapanmasıyla, ikincisinde ise dilin ağız boşluğunu kapamasıyla engellenir, daha sonra ağızdan ve burundan serbest bırakılır. Geri kalan ünsüzlerin hepsi, küçük dilin burun yolunu tıkaması sonucu havanın burundan çıkması engellendiği için, ağız ünsüzü olarak gerçekleşir.
15. Soru
Ünlülerin sınıflandırılmasında hangi ölçütler kullanılır?
Cevap
Ciğerlerden gelen havanın söyleyiş organlarının hangi noktasında engelle karşılaştığı, havanın karşılaştığı engellemenin türü, dudakların durumu, süre, havanın ağızdan veya burundan çıkması gibi ölçütler kullanılır. Türkçede ünlülerin tamamı ağız ünlüsüdür, geniz ünlüsü yoktur.
16. Soru
Süreklilik ve süreksizlik açısından ünsüzler nelerdir?
Cevap
Bir patlama sonucu değil de daha uzun bir sürede çıkarılan ünsüzlere sürekli ünsüz denir. Sürekli ünsüzler; akıcı ve sızıcı olmak üzere ikiye ayrılır. Akıcı sürekli ünsüzler; l,m,n,r,y’dir. Sızıcı sürekli ünsüzler ise; f,ğ,h,j,s,ş,v,z’dir. Bu ünsüzlerin çıkarılmasında havanın söyleyiş organlarında tamamıyla engellenmesi söz konusu değildir. Fakat; b,c,ç,d,g,k,p,t ünsüzleri akciğerlerden gelen havanın telaffuz organlarında tam olarak engellenmesi ve daha sonra serbest bırakılması sonucu oluşurlar. Bunlara süreksiz ünsüzler veya patlayıcı ünsüzler denir.
17. Soru
Söz başında bulunmayan ünsüzler nelerdir?
Cevap
Türkçede söz başında bulunabilen ünsüz sayısı diğer pozisyonlara göre oldukça sınırlıdır. Türkçe kökenli sözcüklerde, söz başında, ğ, l, m, n, r, ş, z ünsüzleri bulunmaz. Bir sözcüğün bu ünsüzlerden birisiyle başlaması kökeninin Türkçe olmadığını gösterir. Bu kuralın bir istisnası olarak, n ünsüzü sadece ne ve bundan türemiş olan nereye, nasıl, niçin, neden gibi sözcüklerde bulunabilir. Ş sesi de, şu, şimdi, şiş gibi Türkçe örneklerde geçer ama ikincildir, yani başka seslerden gelişmiştir. Söz başında bulunabilen, d, p, v, g ünsüzleri de ikincildir ve Türkçenin eski dönemlerine ait başka ünsüzlerden gelişmişlerdir. Buna bazı örnekler vermek istersek; eski biçimde; temür, yeni biçimde demir, tal-dal, barmak-parmak, bış-piş, kel-gel, bar-var, ber-ver gibi.
18. Soru
Türkçe kökenli sözcüklerde bulunmayan ünsüzler nelerdir?
Cevap
Ünsüzlerin bir bölümü Türkçe kökenli sözcüklerde hiçbir pozisyonda, bir bölümü ise söz başında veya sonunda bulunamazlar. J ünsüzü, Türkçe kökenli bir sözcüğün hiçbir yerinde bulunamaz, sadece alıntı sözcüklerde bulunabilir. Jilet, jale, jandarma gibi. Bazı ünsüzler ise Türkçe sözcüklerde ancak ikincil, yani başka seslerden değişmiş olarak bulunabilirler. Bunlar; h, f, c ünsüzleridir. Türkçe kökenli sözcüklerde birincil olarak bulunmamakla birlikte c ünsüzü, ç ünsüzünden türediği için, diğerlerine göre daha fazla sözcükte görülür. Bu ünsüzlerden birisini taşıyor olması çoğu durumda bir sözcüğün Türkçe kökenli olmadığının da işaretidir. Örnek olarak; eski Türkçe de kanı sözcüğü, günümüz Türkçesinde hani, kangı-hangi, öbke-öfke, yuyka-yufka, açık-acık, sançak-sancak sözcükleri verilebilir.
19. Soru
Ünsüz nedir?
Cevap
Akciğerlerden gelen havanın çıkışı sırasında telaffuz organlarında tıkanma, daralma, sürtünme gibi çeşitli engellerle karşılaşması sonucu oluşan seslere ünsüz denir. Standart Türkçede anlam ayırıcı en az 21 ünsüz vardır. Ağızlarda dahil edilirse ünsüzlerin sayısı daha da artabilir. Her ünsüz, anlam ayırıcı sesbirim olarak, en azından bir özelliğiyle diğerlerinden ayrılır. Alfabe kanununa göre harfler ise kendilerinden sonra gelen bir e ünlüsü ile seslendirileceklerdir. Buna göre b harfi be şeklinde söylenir. Bunun nedeni ünsüzlerin tek başlarına hece oluşturamamalarıdır.
20. Soru
Yazı dilinde gösterilmeyen ünsüzler nelerdir?
Cevap
Kimi ünsüzler, Anadolu ağızlarında veya konuşma dilinde bulunmakla birlikte, yazı dilinde gösterilmez. Bunların bazıları Türkçenin eski dönemlerinde ayrı sesbirimlerdi yani sözcüklerin anlamını ayırmaya yarıyorlardı. Bu sesbirimlerden biri bana, deniz gibi sözcüklerde görülen geniz n’sidir. Bir diğeri de gırtlak h si denilen sestir. Bu ses ağızlarda art damak ünsüzü olan k sesinden gelmiştir. Bazı bölgelerimize özgü sesler de vardır. Bunlardan biri Güneydoğu Anadolu ağızlarında ‘alim gibi sözcüklerde rastlanan Arapçadan kopyalanmış ayın sesidir. Doğu Anadolu ağızlarında görülen; standart Türkçe deki sızıcı ğ sesinin art ünlülü sözcüklerde normal g olarak söylenmesi de buna örnek olarak gösterilebilir.
21. Soru
Yabancı kökenli sözcüklerin söz sonuna göre farklı durumları nelerdir?
Cevap
Alıntı sözcüklerde ab, hac, had gibi yalın durumda ötümsüzleşmeyen az sayıda tek heceli örnek vardır. Az sayıda örnekte de kaynak dildeki söz sonu ötümlü ünsüz Türkçede her durumda ötümsüz kalabilir. Habb-hap-hap-ı gibi. Kaynak dilde, sonunda ötümsüz ünsüz bulunduran alıntı sözcükler, ünlüyle başlayan ek aldıkları zaman, sonlarındaki ötümsüz ünsüzün ötümlüleşmesi ile ilgili kesin bir kural yoktur. Kaynak dildeki söz sonu ötümsüz ünsüz, Türkçede her durumda ötümsüzlüğünü koruyabilir. Type-tip-tip-i gibi. Bazı durumlarda ise söz sonu ünsüz, bir ünlüden önce hem ötümlü hem ötümsüz olabilir. Kaynak dildeki söz sonu ötümsüz ünsüz Türkçede, ünlü öncesi olmayan durumda ötümsüzlüğünü korurken, eklenmede, çok heceli Türkçe sözcüklerde olduğu gibi bir ünlüden önce ötümlüleşebilir. Sokak, sokağ-ı gibi. Sözcüğün eski veya yeni kopyalanmış olması ve kullanım sıklığı belli bir rol oynayabilir.Erken tarihli kopyalar, Türkçenin kurallarına daha fazla, geç dönem kopyaları ise daha az uymuştur. Hukuk-un, evrak-ın, kaset-in, tip-e gibi. Yine Arapçada -iyet ekiyle biten sözcüklerin sonundaki t sesi eklenmede ötümlüleşmez. Hürriyet-hürriyet-i, cumhuriyet-cumhuriyet-i gibi. İki ünlü arasındaki ötümsüzlüğünü koruyan örnekler yanında, Türkçenin ötümlüleşme kuralına uyan çok sayıda alıntı sözcük de vardır. Elektrik, elektriğ-i, grup-grub-u gibi.
22. Soru
Düz ünlü harfler nelerdir?
Cevap
a, e, ı ve i harfleri
23. Soru
Yuvarlak ünlü harfler nelerdir?
Cevap
o, ö, u ve ü harfleri
24. Soru
Dar ünlüler olarak bilinen harfler nelerdir?
Cevap
ı, i , u ve ü
25. Soru
Akciğerlerden gelen havanın çıkışı sırasında telaffuz organlarında tıkanma, daralma, sürtünme gibi çeşitli engellerle karşılaşması sonucu oluşan seslere ne denir?
Cevap
Ünsüz
26. Soru
Alfabe kanununa göre harfler ise kendilerinden sonra gelen bir /e/ ünlüsü ile seslendirileceklerdir. Buna göre /b/ harfi be şeklinde söylenir. Bunun sebebi nedir?
Cevap
Ünsüzlerin tek başlarına hece oluşturamaması
27. Soru
Çift dudak ünsüzleri nelerdir?
Cevap
b,p ve m ünsüzleridir.
28. Soru
Diş-Dudak ünsüzleri nelerdir?
Cevap
f ve v harfleridir.
29. Soru
Dil Ucu-Diş Ünsüzleri nelerdir?
Cevap
d, n, s, t ve z ünsüzleridir.
30. Soru
Diş Eti-Damak Ünsüzleri nelerdir?
Cevap
c, ç, j ve ş ünsüzleridir.
31. Soru
Dilin ön tarafının ön damağa doğru kabararak, havayı engellemesiyle oluşan seslere ne ad verilir?
Cevap
Ön Damak Ünsüzleri
32. Soru
Dilin arka tarafının kabarıp yumuşak damakla birlikte soluğu engellemesi sonucu oluşan seslere ne ad verilir?
Cevap
Art Damak Ünsüzleri
33. Soru
Dilimizde yer alan ve gırtlak ünsüzlerine örnek olan ses hangisidir?
Cevap
'h' ünsüzü
34. Soru
Türkçe'deki ötümsüz ünsüz sayısı kaçtır?
Cevap
8
35. Soru
Bir patlama sonucu değil de daha uzun bir sürede çıkarılan ünsüzlere ne ad verilir?
Cevap
Sürekli Ünsüzler
36. Soru
'jilet' kelimesinde yer alan ve Türkçe kökenli kelimelerde bulunmayan ses hangisidir?
Cevap
j sesi
37. Soru
Türkçe sözcüklerde ancak ikincil, yani başka seslerden değişmiş olarak
bulunabilen ünsüzler nelerdir?
Cevap
h, f ve c sesleridir.
38. Soru
Türkçe kökenli sözcüklerde, kaç tane ünsüz söz başında bulunamaz?
Cevap
7
39. Soru
Ötümsüz ünsüzle biten tek heceli, aslında uzun ünlülü olan sözcüklerin, ünlüyle başlayan bir ek almaları durumunda sonlarındaki /p/, /ç/, /t/, /k/ ünsüzleri hangi ünsüzlere dönüşür?
Cevap
b, c, d ve g ünsüzleri
40. Soru
'Ötümlü, sürekli, akıcı ve çift-dudak ünsüzü' olma özelliklerini taşıyan ünsüz harf hangisidir?
Cevap
'm' ünsüzü
41. Soru
'Ötümsüz, süreksiz, patlayıcı, çift dudak ünsüzü' özelliklerine sahip olan ünsüz hangisidir?
Cevap
'p' ünsüzü
Türkçe Ses Bilgisi Dersi 3. Ünite Sorularla Öğrenelim
Ses Bilgisi Iı: Parçalarüstü Sesbirimler
1. Soru
Vurgu Türkçe kökenli sözcüklerde nerede bulunur?
Cevap
Vurgu, Türkçe kökenli sözcüklerde son hecede bulunur. • Adlar, sıfatlar, zamirler ve çok heceli, birleşik olmayan eylem gövdelerinde vurgu son hece üzerindedir. • Aynı durumda olan yabancı kökenli bazı sözcüklerde vurgu sonda değildir. • Bazı Türkçe sözcüklerde veya Türkçeleşmiş sözcüklerde vurgu baştadır. • Birleşik sözcüklerde ve birleşik sözcük olduğu unutulmuş eski birleşik sözcüklerde vurgu son hecede değil, ilk sözcüğün son hecesindedir. • Bazı birleşik sözcüklerde ise vurgu birleşiğin son hecesinde olabilir. • Abartma sıfatları ile zararın vurgusu ilk hecededir. • Türkçe kökenli, iki heceli yer adlarında vurgu ilk hecededir. • Üç heceli Türkçe yer adlarında vurgu ilk ya da orta hece üzerinde olabilir. • Dört heceli Türkçe yer adlarında vurgu ikinci hece üzerindedir. • Arapça, Farsça ve Türkçe kökenli birleşik yer adlarında öbek vurgusu yerini korur yani vurgu ilk sözcüğün son hecesi üzerindedir. • Arapça -iye eki ile biten yer adlarında vurgu bu ekten önceki hece üzerindedir. • Seslenmelerde vurgu genelde ilk hecededir. • Tek heceli sözcükler genelde vurguludur ancak bunlarda doğası gereği heceler arası karşılaştırmalar yapma yoluyla vurgunun belirlenmesi mümkün değildir. • Her iki unsuru da eylem olan birleşik eylemler, ünlü zarf-fiillerle kurulmuş ise öbek vurgusunda olduğu gibi vurgu ilk sözcüğün son hecesinde yani zarffiil eki üzerindedir.
2. Soru
Türkçede vurgu yazı dilinde hangi şartlarda belirtilir?
Cevap
Doğrudan konuşma diline özgü olan bürünsel özellikler yazıda gösterilmez. Ancak kimi durumlarda “tırnak” işareti, eğik yazım, koyu harf, BÜYÜK harf kullanımı, birden çok harfin kullanılması gibi görsel ögeler bürünsel ögelerin yazı dilinde işaretlendiği araçlardır. Noktalama işaretleri de büyük oranda konuşma diline özgü bürünsel özellikleri yazıda işaretlemeye yarar. Herhangi bir ögenin vurgulanmadığı Türkçe bir cümlede öge dizilişi özne-nesne-yüklem biçimindedir. Konuşma dilinde başka pozisyondaki bir ögeyi de vurgulu söylemek mümkünken yazı dilinde yüklemin önü, yeni veya önemli bilgiye ayrılmış pozisyondur; vurgulanmak istenen öge bu pozisyona kaydırılır.
3. Soru
Vurgu nedir?
Cevap
Vurgu sözcükte bir hecenin diğerlerine göre daha belirgin söylenmesidir. Ayrıca sözcük gruplarında ve cümlede bir ögenin, metinde ise bir cümlenin diğerlerine oranla öne çıkarılması anlamında da kullanılır. Öne çıkarmada diller vurgu, ton, süre gibi özellikleri kullanırlar.
4. Soru
Vurgulanamayan ekler ve enklitikler hakkında bilgi veriniz.
Cevap
Eklerin bir kısmı eklenme sırasında vurguyu üzerlerine çekerken bir kısmı vurgulanamaz. Bu durumda vurgu onlardan önceki hece üzerinde bulunur. İki heceli eklerden bir kısmında ise vurgu ek üzerindedir, ancak son hecede değildir: geLİyor, başLIyor gibi.
5. Soru
Parçalar üstü ögelerin iletişime olan katkıları nelerdir?
Cevap
Parçalar üstü ögelerin iletişime farklı katkıları vardır. Aynı sözcüğü farklı biçimlerde söylemek suretiyle anlam nüansları elde edilebilmektedir.
6. Soru
Ton nedir?
Cevap
Ton bir hecede titreşim sayısının yüksekliği veya düşüklüğü, bir hecenin tiz ya da pes söylenmesi olarak tanımlanır ve belli bir zamanda ses titreşimlerinin sayısını gösterir. Tonun düz ton, alçalan ton, yükselen ton gibi farklı biçimleri vardır. Türkçede anlam ayırıcı bir ögedir. Örnek olarak efendim sözcüğü “Anlamadım, tekrar eder misiniz?” anlamında kullanılacaksa yükselen tonla, çağrıya karşılık olacaksa düz tonla, bir söze başlanacaksa alçalan tonla söylenir.
7. Soru
Uzunluk’un tanımını yaparak kullanımında nelere dikkat edilmesi gerektiğini kısaca açıklayınız?
Cevap
Uzunluk, Türkçe ve alıntı sözcükler için farklı anlamlara gelir. Bazı sözcüklerde uzunluk-kısalık anlam ayırıcı olabilir. Uzunlukların yazıya yansıtılıp yansıtılmaması yazımla ilgili ayrı bir konudur. Günümüzde geçerli Yazım Kılavuzu’na göre uzunluk ancak karışma olacağı düşünülen örneklerde gösterilmektedir.
8. Soru
Türkçede sözcük vurgusu nedir, kısaca açıklayınız?
Cevap
Türkçe sözcüklerde iki tür vurgudan söz edilebilir: İlk defa Benzing (1941) tarafından dile getirilen ve en tatminkâr olan görüşe göre sözcüklerin birinci hecelerinde sabit olan bir vurgu vardır. Buna karşılık yeri değişebilen bir de ton vardır. Bunlar zaman zaman aynı hece üzerinde bulunabilmektedir. Anlam ayırıcı olan ve Türkçede vurgu olarak anlaşılan parçalarüstü öge yeri değişebilen tondur.
9. Soru
Durak nedir?
Cevap
Bir metni oluşturan sözcükler arasında kısa aralıklar bulunur. Bu aralıklar sözcük sınırlarını, öbek sınırlarını, ögeleri veya cümleleri birbirinden ayırmak için kullanılır. Bunlar, anlam ayırıcıdır ve metnin doğru anlaşılması için önemlidir.
10. Soru
Vurgu konusuyla ilgili olarak Türkçe sözlüklerde standart söyleyiş bakımından önem arz eden eser var mıdır, kısaca açıklayınız?
Cevap
Standart dilin sözlüklerinde sözcük vurgusunun yer alması beklenir. Son yıllarda bu yöndeki açığı gidermek için yine de önemli çalışmalar yapılmıştır. Bunlar arasında, Türk Dil Kurumunun Türkçe Sözlük’ü temelinde hazırlanan ve internette www.tdk.gov.tr adresinde ulaşılır durumda olan Sesli Sözlük standart söyleyiş hakkında önemli bir başvuru kaynağıdır. Türk Dil Kurumu uzmanlarının denetiminde ve konuşulan Türkçenin en iyi temsilcileri arasında sayılan TRT spikerlerinin okuduğu sesli sözlükte, vurgu işaretlenmese bile, en azından sözcük vurgusunun nerede olduğunu işitmek mümkün olmaktadır. Bundan başka Ergenç 2002’de Türkçe sözlükte yer alan sözcüklerin, uluslararası fonetik alfabeyle verilmiş, vurgu özelliklerinin de gösterildiği listesini bulmak mümkündür. Ne var ki her iki çalışma için de aynı sorun söz konusudur: Sözcükler kullanılırken sözlükteki vurgulama özelliklerini her durumda korumaz, büyük oranda eklenme, söz dizimsel işlev gibi nedenlerle vurguları değişebilir. Yine de sözü edilen çalışmalar başta olmak üzere parçalarüstü ögelere yer veren ses bilgisi çalışmalarının sayısı ve konuyla ilgili bilgilerimiz önemli oranda genişlemiştir.
11. Soru
Ezgi nedir, kısaca açıklayınız?
Cevap
Bir konuşma zincirinde hece, sözcük kökleri ve eklerle sözcükleri kapsayan ton ve değişmelerin tümü ezgiyi oluşturur. Ezgi kişi, bağlam, konuşurun sosyal sınıfı, eğitimi gibi nedenlere bağlı olarak değişebilir.
12. Soru
Tarihte “Türkçede vurgu” üzerine hangi çalışmalar yapılmıştır?
Cevap
Türkçede, vurgu hakkında yabancı araştırmacıların katıldığı tartışmalar, 20. yüzyılın başlarında, özellikle Macar bilim adamı İgnacz Kunos’un konuyla ilgili görüşünü açıklamasından sonra başlamış ve günümüze kadar gelmiştir. Vurgunun yeri, türü ve işlevsel olup olmadığı üzerinde yoğunlaşan tartışmaların en hararetli dönemi B. Collinder, K. Grönbech, H. Duda, J. Benzing, J. Krámsky gibi bir kısmı ses bilgisinin bir kısmı da Türkolojinin önemli uzmanları olan bilim adamlarının katıldığı 1940’lı yıllar olmuştur.
13. Soru
Uzunluğun Türkçe ve alıntı sözcükler için ne anlama geldiğini tartışınız.
Cevap
Uzunluk, Türkçe ve alıntı sözcükler için farklı anlamlara gelir. Bazı sözcüklerde uzunluk-kısalık anlam ayırıcı olabilir: hala “henüz” ya da hala “babanın kız kardeşi” gibi. Türkçe sözcüklerde ise uzunluğun anlam farkı yaratması ikincil bir durumdur. Türkçenin eski dönemlerinde Türkçe sözcüklerde de uzun ünlüler vardı. Türkçe kökenli sözcüklerde sonradan ortaya çıkmış çok sayıda uzun ünlü bulunabilir. Örneğin yumuşak ğ adı verilen sesin aslında çevresindeki ünlünün uzunluğunu gösterdiğini ortaya çıkarmıştır: doğru, yağ, ağabey, dağa, bağlı, yapacağım gibi sözcükler, söyleyişte doru, ya, abi, da, balı, yapıcam~yapıcam biçiminde söylenir. Türkçe sözcüklerdeki uzun ünlülerden kaçınma Arapça ve Farsçadan alınmış sözcüklerde de görülür. Aslında uzun olan birçok sözcük, Türkçe söyleyişte ya tam kısalmıştır ya da ünlüyle başlayan bir ek almadığı sürece kısa söylenmektedir. Örneğin, aslında mektub olan sözcük Türkçede her durumda kısa söylenirken, yar, hayat, hesap gibi sözcüklerin son hecelerindeki ünlüler, ünlüyle başlayan bir ek almaları durumunda birincil biçimlerine uygun olarak uzar.
14. Soru
Konuşma veya yazı esnasında diller öne çıkarmada ne gibi dil özelliklerini kullanırlar?
Cevap
Öne çıkarmada diller vurgu, ton, süre gibi özellikleri kullanırlar. Ama bu özellikler dillerde bir arada kullanılırken farklı yığılmalar, farklı vurgulama biçimleri ortaya çıkar.
15. Soru
Parçalar üstü sesbirim ne demektir?
Cevap
Dil incelemelerinde, parçalanabilen ögelerden ayrı düşünülemeyen vurgu, ezgi, durak, ulama, ton, uzunluk gibi konuşma dilinin vazgeçilmez ögelerini göstermek için prosodi, parçalar üstü sesbirimler gibi terimler kullanılmaktadır. Parçalanabilen sesbirimleri bürümüş durumda olan, onlardan ayrı düşünülemeyen ses özelliklerinin tamamını göstermek için bürün terimi de kullanılmaktadır. Bürün, konuşma dilinin sinyal sisteminin ayrılmaz bir parçasıdır. Yabancı dil öğretiminde dilin en zor öğrenilen alanlarından biridir.
16. Soru
Türkçede sözcük vurgusu nasıl olmaktadır?
Cevap
Türkçe sözcüklerde iki tür vurgudan söz edilebilir: İlk defa Benzing (1941) tarafından dile getirilen ve en tatminkâr olan görüşe göre sözcüklerin birinci hecelerinde sabit olan bir vurgu vardır. Buna karşılık yeri değişebilen bir de ton vardır. Bunlar zaman zaman aynı hece üzerinde bulunabilmektedir. Anlam ayırıcı olan ve Türkçede vurgu olarak anlaşılan parçalarüstü öge yeri değişebilen tondur. Tonla baskının aynı hece üzerinde bulunması durumunda ilk hece daha belirgin biçimde vurgulanmış olur. Vurgu, çekim eki alınca çekimsiz bir sözcükle eşyazılışlı hâle gelen, ama vurgulanamayan bir ek alan sözcükler arasında da anlam ayrımı yapar: geLİNGElin ya da kaLIN-Kalın gibi.
17. Soru
Türkçe kökenli kelimelerde vurgu genellikle nerede bulunur?
Cevap
Genel geçer görüşe göre vurgu, birtakım istisnaları olmakla birlikte, Türkçe kökenli sözcüklerde son hecede bulunur.
18. Soru
Türkçede vurgu konusuyla ilgili tartışmalara katılan yabancı araştırmacılar ve tartışmanın yoğunlaştığı dönem hakkında kısaca bilgi veriniz?
Cevap
Türkçede vurgu konusuyla ilgili, bir bölümü önemli gözlemler içeren yayınlardaki bilgiler bütün çalışmalara rağmen oldukça karmaşıktır. Öyle ki tartışmalarda son hecenin vurgulandığı bilgisi yanında, vurgunun yerinin değişken olduğu, hecelerde serbestçe dolaşabildiği, vurgu değişkenliğinin işlevsel olduğu veya önemli bir rol oynamadığı gibi uç noktalardaki görüşler de dile getirilmiştir. Ancak Konrot’un araştırmasının gösterdiği gibi nesnel çalışmalar konuyla ilgili tartışmalara yeni açılımlar getirebilmektedir.
19. Soru
Vurgu ve tonlama dolayısıyla farklı anlamlara gelen birkaç kelime örneği veriniz?
Cevap
A.Rtık “bundan sonra”
a.rTIK “fazla”
HA.yır “olmaz, değil”
ha.YIR “iyilik”
YA.Lnız “ama, ancak”
ya.lNIZ “tek başına”
BE.bek “yer adı”
be.BEK
A.Ğrı “yer adı”
a.ğRI
20. Soru
Eklenme durumunda vurgu olayı nasıl oluyor, birkaç örnekle açıklayınız?
Cevap
Eklerden bir kısmı vurguludur. Sözcüğe ek gelmesi durumunda, vurgulanamayan bir ek yoksa vurgu sona kayar.
kaPI
güZEL
bekLE!
kapıLAR
güzeLİ
bekleDİ
Vurgusu söz sonunda olmayan sözcükler vurgulanabilen bir ek aldıklarında vurgu sona kaymaz:
MAsada
ANkaralı
eFENdilik
KıRIKkaleli
21. Soru
Birleşik sözcüklerde vurgu hangi hecede olur?
Cevap
Birleşik sözcüklerde ve birleşik sözcük olduğu unutulmuş eski birleşik sözcüklerde vurgu son hecede değil, ilk sözcüğün son hecesindedir:
deVEtabanı, Nİçin <ne için, kaRAtahta
aLIkoy-, giDEdur-, baKAkal.
22. Soru
Türkçede sözdiziminde vurgu nasıl olur, örneklerle açıklayınız?
Cevap
Yazı dilindeki bu işaretlemeler yanında sözdiziminde de vurgulu pozisyonlar vardır. Herhangi bir ögenin vurgulanmadığı Türkçe bir cümlede öge dizilişi özne-nesne-yüklem biçimindedir. Konuşma dilinde başka pozisyondaki bir ögeyi de vurgulu söylemek mümkünken yazı dilinde yüklemin önü, yeni veya önemli bilgiye ayrılmış pozisyondur; vurgulanmak istenen öge bu pozisyona kaydırılır:
Pınar, kitap okumayı seviyor.
Kitap okumayı Pınar seviyor.
Ayrıca devrik yapılarda bir ögenin başa çekilmesi de vurgu amacıyla kullanılabilir:
Pınar seviyor kitap okumayı.
Yüklem sonu pozisyon, vurgusuz ögelere ayrılmıştır:
Kitap okumayı seviyor Pınar.
Pınar seviyor kitap okumayı.
23. Soru
Ton nedir, kısaca açıklayınız?
Cevap
Ton bir hecede titreşim sayısının yüksekliği veya düşüklüğü, bir hecenin tiz ya da pes söylenmesi olarak tanımlanır ve belli bir zamanda ses titreşimlerinin sayısını gösterir.
24. Soru
Eklenmede vurgu nasıl gerçekleşir?
Cevap
Eklerden bir kısmı vurguludur. Sözcüğe ek gelmesi durumunda, vurgulanamayan bir ek yoksa vurgu sona kayar: kaPI, kapıLAR, kapılaRIM, kapılarımDA, kapılarımdaKİ, kapılarımdakiLER, kapılarımdakilerDEN, kapılarımdakilerDEN mi gibi. Vurgusu söz sonunda olmayan sözcükler vurgulanabilen bir ek aldıklarında vurgu sona kaymaz: MAsada, ANkaralı, eFENdilik, KıRIKkaleli gibi.
25. Soru
Türkoloji çalışmalarında yapılan çalışmaları yazı dili ve sözel dil üzerinde tartışınız.
Cevap
Türkoloji çalışmalarında dikkat, yazılı dil üzerinde yoğunlaşmış, yazı dili doğru ve araştırılmaya layık biçim olarak görülmüş, konuşma dili ise ihmal edilmiştir. Ll. B. Swift’in (1963) grameri, malzeme olarak eğitimli Türklerin konuşmasını da değerlendirmeye tabi tutması ve söz dizimi incelemesini konuşma dilinin bürün özelliklerine dayandırmasıyla diğerlerinden ayrılır. Türk Dil Kurumunun Türkçe Sözlük’ü temelinde hazırlanan ve internette www.tdk.gov.tr adresinde ulaşılır durumda olan Sesli Sözlük standart söyleyiş hakkında önemli bir başvuru kaynağıdır.
26. Soru
Ezginin iletişimdeki önemi nedir, kısaca açıklayınız?
Cevap
Türkçede ezginin yine de belirlenebilen bir yönü vardır ve iletişim açısından önemlidir. Örnek olarak biçim bilgisel ve söz dizimsel açıdan bitmiş görünen cümlelerin ger çekten bağımsız cümleler mi yoksa bağımlı cümleler mi olduklarını ezgi sayesinde anlamak mümkündür.
Geldi.
Geldi mi?
Geldi mi gideriz.
Örneklerimizi incelediğimizde Geldi örneğinde sonda düşen bir ezgi vardır. Bu ezgi cümlenin bittiğini gösterir. Geldi mi örneğinin sonunda ise önce yükselip sonra düşen bir ezgi vardır ve bu ezgi, soru cümlesine işaret eder. Buna karşılık aynı sözcük üçüncü cümlede ana cümleyi bitirmez. Yükselen ton cümlenin bitmediğine işaret eder.
27. Soru
Vurgunun başta olduğu kelimelere örnek veriniz?
Cevap
Bazı Türkçe sözcüklerde veya Türkçeleşmiş sözcüklerde vurgu baştadır:
ANne, YENge, HAla, Amca örneklerinde olduğu gibi.
28. Soru
Konuşma dilinde ezginin anlam bütünlüğüne ne gibi bir etkisi vardır?
Cevap
Bir konuşma zincirinde hece, sözcük kökleri ve eklerle sözcükleri kapsayan ton ve değişmelerin tümü ezgiyi oluşturur. Ezgi kişi, bağlam, konuşurun sosyal sınıfı, eğitimi gibi nedenlere bağlı olarak değişebilir. Türkçede ezginin yine de belirlenebilen bir yönü vardır ve iletişim açısından önemlidir. Biçim bilgisel ve söz dizimsel açıdan bitmiş görünen cümlelerin gerçekten bağımsız cümleler mi yoksa bağımlı cümleler mi olduklarını ezgi sayesinde anlamak mümkündür.
29. Soru
Uzunluk işareti içeren “katil” ve “hala” kelimeleri ile içermeyen “katil” ve “hala” kelimesi arasındaki anlam farkını açıklayınız?
Cevap
katil “öldüren”, katil “öldürme eylemi”; hala “henüz”, hala “babanın kız kardeşi” anlamına gelir.
30. Soru
Türkçede Türkçe, Arapça ve Farsça kökenli sözcüklerde uzun ünlülerden kaçınma olayı hakkında kısaca bilgi veriniz?
Cevap
Türkçe sözcüklerdeki uzun ünlülerden kaçınma Arapça ve Farsçadan alınmış sözcüklerde de görülür. Aslında uzun olan birçok sözcük, Türkçe söyleyişte ya tam kısalmıştır ya da ünlüyle başlayan bir ek almadığı sürece kısa söylenmektedir. Örneğin, aslında mektub olan sözcük Türkçede her durumda kısa söylenirken, yar, hayat, hesap gibi sözcüklerin son hecelerindeki ünlüler, ünlüyle başlayan bir ek almaları durumunda birincil biçimlerine uygun olarak uzar.
31. Soru
Durak nedir, kısaca açıklayınız?
Cevap
Bir metni oluşturan sözcükler arasında kısa aralıklar bulunur. Bu aralıklar sözcük sınırlarını, öbek sınırlarını, ögeleri veya cümleleri birbirinden ayırmak için kullanılır. Bunlar, anlam ayırıcıdır ve metnin doğru anlaşılması için önemlidir.
Hırsız kadına saldırdı-Hırsız / kadına saldırdı.
Karadeniz-Kara / deniz
Oku / baban gibi / eşek olma-Oku baban gibi / eşek olma.
Örneklerde görüldüğü gibi durağın hangi sözcükler arasında ve ne kadar uzunlukta olacağı anlamı doğrudan etkilemektedir. Bu da durağın Türkçede anlam ayırıcı olduğunu göstermektedir.
32. Soru
Vurgu nedir, kısaca açıklayınız?
Cevap
Vurguyu kısaca “sözcükte bir hecenin diğerlerine göre daha belirgin söylenmesidir” biçiminde tanımlayabiliriz. Vurgu ayrıca, sözcük gruplarında ve cümlede bir ögenin, metinde ise bir cümlenin diğerlerine oranla öne çıkarılması anlamında da kullanılır.
33. Soru
Yazı dilinde vurgu nasıl gösterilir, örnekleriyle açıklayınız?
Cevap
Doğrudan konuşma diline özgü olan bürünsel özellikler yazıda gösterilmez. Ancak kimi durumlarda “tırnak” işareti, eğik yazım, koyu harf, BÜYÜK harf kullanımı, birden çok harfin kullanılması gibi görsel ögeler bürünsel ögelerin yazı dilinde işaretlendiği araçlardır:
Pınar kitap okumayı çok seviyor.
Pınar kitap okumayı çok seviyor.
Pınar kitap okumayı çooook seviyor.
Pınar kitap okumayı “çok” seviyor.
Noktalama işaretleri de büyük oranda konuşma diline özgü bürünsel özellikleri yazıda işaretlemeye yarar.
34. Soru
Tonun türlerinden kısaca bahseder misiniz?
Cevap
Tonun düz ton, alçalan ton, yükselen ton gibi farklı biçimleri vardır. Çince ve bazı Afrika dilleri başta olmak üzere bazı dillerde önemli olan ton, Türkçede anlam ayırıcı bir ögedir. Ancak kaynaklarda daha çok bir sözcüğün farklı biçimlerde söylenmesi olarak anlaşılır.
Örnek olarak efendim sözcüğü “Anlamadım, tekrar eder misiniz?” anlamında kullanılacaksa yükselen tonla, çağrıya karşılık olacaksa düz tonla, bir söze başlanacaksa alçalan tonla söylenir.
Yine ya ünlemi yükselen tonla “Öyle mi”, düşen tonla “Bak şu yaptığına, gördün mü?” gibi anlamlarla söylenebilir.
Türkçe Ses Bilgisi Dersi 4. Ünite Sorularla Öğrenelim
Ses Dizimi
1. Soru
Hece sayısı yabancı sözcüklerde artabilir mi ?
Cevap
Türkçe kökenli sözcüklerde görülen hecelerin bu sınırlı sayısı, yabancı dillerden kopyalanan sözcüklerle artabilmektedir. Örneğin star sözcüğü ünsüz-ünsüz-ünlü- ünsüz şeklinde bir hece yapısına sahipken strateji sözcüğünün ilk hecesi ünsüz-ünsüz-ünsüz-ünlü şeklinde olabilmektedir. Gerçi bu sözcükler daha önce de işaret edildiği gibi sözlü dilde sı-tar ve sıt-ra-te-ji olarak söylenmek suretiyle, Türkçenin hece yapısına uyarlanmaktadır; ancak yazı dilinde bu uyarlama gösterilmediği için hece yapısı verilen biçimde olmaktadır. Ayrıca eğitimli kesimde Batı dillerinden alınan bu tür sözcükleri aslına göre söyleme eğilimi de vardır.
2. Soru
Tipik olmayan sesler nelerdir ?
Cevap
Geniz ünlüleri, gırtlak ünsüzleri, ayın ve hemze Türkçe için tipik olmayan seslerdir. Yine sızıcı sesler de (/f/, /v/, /j/) Türkçe için tipik değildir.
3. Soru
Hece nedir?
Cevap
Bir solukta çıkarılan ses veya seslerin bütününe hece denir. Daha önce de geçtiği gibi Türkçede hece çekirdeğini ünlü oluşturur. Heceyi ünlü kurar ve sadece ünlüler tek başlarına hece olabilir. Her ünlü, varsa kendinden önce gelen ünsüzü ve kendinden sonra gelen tek veya iki ünsüzü kurduğu hecenin içine alır.
4. Soru
Türkoloji çalışmalarında bağlama ünsüzü olarak kabul edilen tek ses nedir?
Cevap
Türkoloji çalışmalarında sadece /-y-/ ünsüzü bağlama ünsüzü olarak adlandırılır. Bunun nedeni Türkçenin eski ve yeni bütün kollarında, durumun böyle olması, yani eklenme sırasında ikiz ünlü ortaya çıkması durumunda araya /y/ sesinin girmesidir. Bazen /y/ yanında, ev-i-n-de, iki-ser, anne-si örneklerinde ortaya çıkan /n/, /s/ ve /s/ seslerini de bağlama ünsüzü olarak görenler vardır. Temel öğretimde yardımcı ünsüzler yasasın sözcüğüyle kısaltılmış olarak öğretilmektedir. Ancak bu yaklaşım Türkçenin tarihi gelişimi açısından yanlıştır.
5. Soru
Önlük-Artlık Uyumu nedir ?
Cevap
Önceki ünitelerde seslerin özelliklerinden söz edilirken, bazı seslerin art damak, bazı seslerin de ön damak sesi olduğu gösterilmişti. Ünlülerin tamamı art damak ve ön damak ünlüleri olarak iki büyük gruba ayrılır. Buna göre /a/, /ı/, /o/, /u/ ünlüleri art damak; /e/, /i/, /ö/, /ü/ ünlüleri ise ön damak sesleridir. Ünsüzlerden sadece /g/, /k/, /l/ seslerinin art ve ön damak biçimleri vardır; ama bunlar bağımsız sesbirimler olmalarına rağmen alfabede farklı işaretlerle gösterilmezler.
6. Soru
Uyum dışı durumlar nelerdir ?
Cevap
Çeşitli nedenlerle önlük-artlık uyumunun dışında kalan Türkçe kökenli sözcükler de vardır. Uyumdan çıkmanın en önemli nedeni kimi eklerin tek biçimli oluşudur: yaparken, geliyor, baştaki vb. Bu ekler çekim eki olabileceği gibi sözcüğün anlamını değiştiren yapım ekleri de olabilirler. Örneklerdeki uyum dışılığın farklı nedenleri vardır. Anne sözcüğü ana’nın çocuk dilinde aldığı biçimdir. Sışman ve kardeş sözcüklerinde /s/ ünsüzünün inceltici etkisi ile ilk hecedeki ünlü öndamaksıllasmış, buna karşılık ikinci hece değişmemiştir. İnan- sözcüğünde ise /ı/ ünlüsü diğer ünlülerden kısa olduğu için söz başında /i/’ye değişmiş, ikinci hecede bir değişiklik olmamıştır.
7. Soru
Yardımcı sesler nasıl tanımlanabilir?
Cevap
Bunlara yardımcı ses denmesinin nedeni, eklenme sırasında yardımcı bir öge olarak görev yapmalarıdır. Nöbetleşmeler bölümünde yeniden üzerinde durulacak olan yardımcı sesler, eklenme sırasında Türkçenin yapısal özellikleri nedeniyle söz sonunda bulunamayan ünsüz çiftlerinden veya ikiz ünlülerin oluşumundan kaçınmak amacıyla ortaya çıkarlar.
8. Soru
Bağlama ünlüsünün başka eklerin yerini alması durumu mevcut mudur?
Cevap
Tarihi süreç içerisinde başlama ünlülerinin asıl ekle kaynaşmış olduğunu veya asıl ekin düşmesi sonucu bağlama ünlülerinin onun işlevini üzerine aldığını gösteren örnekler de vardır: örneğin basla-y-ıp yapısındaki zarffiil eki bugün -(y)Xp biçimindedir. Oysa ek Eski Türkçede veya günümüzdeki Türk dillerinin çoğunda -(X)p biçimindedir: başla-p. Ekin işlevinin bağlama ünlüsüne geçmesine, her ikisinin de Eski Türkçedeki biçimleri -(X)G olan belirtme hâli eki veya eylemden ad yapım eki -X’yi örnek verebiliriz. Batı Türkçesinde çok heceli sözcüklerin sonundaki /-G/ sesi kurala uygun olarak düştüğünden eklerin islevi bağlama ünlülerinin üzerinde kalmıştır: eb-i-g>ev-i, öl-ü-g>öl-ü vb. (ayrıca bk. Gemalmaz 1997). Genel olarak bağlama ünlüleri denince akla dar ünlüler, yani /ı/, /i/, /u/, /ü/ sesleri gelir. Ama /a/, /e/ sesleri için de bu terimin kullanıldığı olmaktadır. Az sayıda da olsa karar vermeyi güçleştiren örnekler vardır. Bin-ek, sür-ek, kon-ak örnekleri yanında dile-k, iste-k gibi örneklerin de bulunması iki ayrı ekin söz konusu olduğunu göstermektedir. Ancak -A ünlüsünü bağlama ünlüsü olarak düşünmek de mümkündür. Genel eğilim bunları ayrı ek olarak alma yönündedir. Benzer bir durum geniş zaman ve sıfatfiil eki olarak kullanılan -r/-Ar/-Xr için de geçerlidir. Geniş zaman ekleri, ayrıca düzensiz olmaları, yani belli eylemlere -Ar, belli eylemlere ise -Xr biçiminde eklenmeleri nedeniyle de sorunludurlar.
9. Soru
Düzlük yuvarlaklık uyumu nedir ?
Cevap
Türkiye Türkçesinin önemli ses olaylarından biri de düzlük-yuvarlaklık uyumudur. Kaynaklarda dudak uyumu olarak da geçen düzlük-yuvarlaklık uyumu, sözcüğün ilk hecesinde düz bir ünlü varsa sonraki hecelerde sadece düz; yuvarlak ünlü varsa sonraki hecelerde dar-yuvarlak veya düz-geniş ünlülerin bulunması kuralıdır. Düzlük-yuvarlaklık aslında sınırlı bir uyumdur. Çünkü bu uyum her zaman ortaya çıkmaz. Ayrıca /o/ ve /ö/ ünlüleri Türkçe sözcüklerde ilk hece dışında bulunmaz. Yine geniş ünlülere sahip ekler sadece önlük-artlık özelliklerine göre değişebilmekte, düzlük- yuvarlaklığa göre değişmemektedir: kol-lar, göz-ler. Uyum tam gelişmiş olsaydı, Türkçenin Kırgızca, Türkmence gibi bazı kollarında görülen ve dudak çekimi denilen *kol-lor, *göz-lör gibi biçimler karşımıza çıkacaktı. Nitekim uyumun daha gelişmiş olduğu Kırgızcada kol-lar sözcüğü kol-dor, orta sözcüğü orto biçimindedir.
10. Soru
Heceleme nasıl tanımlanabilir ?
Cevap
Standart dilde heceleme yapılırken Türkçe sözcüklerde hecelerin söylenişi esas alınır. Türkçe kökenli çok heceli sözcüklerde sadece ilk hece ünlüyle başlayabilir. Bu heceleme kuralı ünsüzle biten sözcüklere ünlüyle başlayan ek getirildiğinde veya birinci sözcüğün ünsüzle bitip ikinci sözcüğün ünlüyle başladığı birleşik sözcükler için de geçerlidir. Sözcüklerde hecelemenin nasıl olacağı standart dille ilgili düzenlemeler çerçevesinde belirlenir. Heceleme kuralları belirlenirken dilin yapısı göz önünde bulundurulur. Bu nedenle, Türkçe sözcüklerde bulunabilen hece yapısına sahip olanlarda bir sorun yoktur. Ancak sfenks, grup gibi tek heceli olup Türkçenin yapısına uymayan sözcüklerde, eğitimin ilk aşamalarında sorun çıkabilmektedir. Bunların iki hece olarak yazılması az rastlanan bir durum değildir.
11. Soru
Bağlama ünsüzü nedir?
Cevap
Bağlama ünsüzü, sözcüğün ünlüyle bitmesi, ekin ise ünlüyle başlaması durumunda, Türkçenin ikiz ünlülerden kaçınması nedeniyle araya giren ünsüzdür (Türkçe kaynaklarda konunun ele alınışı için bk. Karademir 2011). Örneğin Türküm derken, sözcüğün ünsüzle bitmiş olması nedeniyle bildirme eki olan -(y)Xm, sözcüğe bir yardımcı öge olmaksızın bağlanmıştır. iyi-y-im sözcüğünde ise /-ii-/ ikiz ünlüsünden kaçınmak için araya /-y-/ yardımcı ünsüzü girmiştir.
12. Soru
İkiz ünlülerden kaçınma olayı nedir?
Cevap
İkiz ünlülerden kaçınma da Türkçe için tipiktir. Türkçede bir hecede sadece bir ünlü bulunabilir. İki ünlü iki ayrı hecede de yan yana gelmez, ancak birleşik sözcüklerde bu mümkün olabilir: havaalanı vb. Bu nedenle ünlü ile biten bir sözcük ünlü ile başlayan bir ek alınca araya yardımcı ses girer: oda-y-a vb. (bk. Heceleme).
13. Soru
Türkoloji araştırmalarında yardımcı ses olarak kabul edilmeyen n sesinin kökeni nedir?
Cevap
Türk dili araştırmalarında yardımcı ses olarak kabul edilmeyen /n/ sesi günümüz Türkçesinde 3. kişi iyelik ekleriyle durum ekleri arasında, zamirlerin çekiminde, ilgi ekinin başında ve aitlik eki -ki’den sonra yer alır. ev-i sözcüğü ünlüyle bittiği için -de ekinin eklenmesinde, kapı-da, gemi-de örneklerinde olduğu gibi Türkçenin biçimsel ses bilgisi açısından hiçbir sorun yoktur. Ancak sözcük iyelik eki aldığında (ev-i-n-de) araya /n/ sesi girmektedir. Bu /n/ sesinin eski bir zamirin kalıntısı olduğu veya ilk olarak zamirlerde kullanıldığı düşünülmekte, bu yüzden de /zamir n/’si olarak adlandırılmaktadır. Ayrıca günümüzde Türk dillerinin önemli bir bölümünde /zamir n/’si kullanılmamaktadır: Özbekçe yolide “yolunda” vb.
14. Soru
Türkçenin tipik ses özellikleri nelerdir?
Cevap
Birincil uzun ünlüler Türkçe için tipik değildir. Uzun ünlüler ancak alıntı sözcüklerde bulunur. Türkçe kökenli sözcüklerde uzunluk, /g/ sesinin bulunduğu durumlar başta olmak üzere ikincil olarak gerçekleşir (bk. Uzunluk). Söz başında akıcı ünsüzler bulunmaz, sızıcı ünsüzler de az sayıda bulunabilir. Bu nedenle /f/, /h/, /j/, /l/, /m/, /n/, /p/, /r/, /s/, /v/, /z/ ünlüleriyle başlayan Türkçe sözcükler ya alıntıdır ya da ilk ünsüzleri başka seslerden gelişmiştir. /j/ sesi her pozisyonda sadece yabancı sözcüklerde bulunabilir. Önlük-artlık uyumu çok az istisnayla gelişmiştir, düzlük-yuvarlaklık uyumu ise daha sınırlıdır. Ünsüz uyumu vardır. Eklenmede ünsüzler ötümlülük-ötümsüzlük açısından benzeşirler. Ünlü-ünsüz uyumu vardır. Eklenmede ötümsüz ünsüzle biten hece, ünlüyle başlayan bir ekten önce ötümlüleşir (bk. Ses Uyumları). Hecede ünsüzlerin yan yana gelmesinin farklı kuralları vardır. Özellikle üniversiteye yeni başlayan öğrencilerde görülen yaygın bir yanlış ifadeye göre “Türkçede iki ünsüz yan yana gelmez”. Oysa Türkçede hece sonunda iki ünsüz yan yana gelebilir. Bu hece sözcük niteliğinde olduğu zaman söz sonunda bulunabilen ünsüz çiftleri ortaya çıkmış olur. Ayrıca iki ayrı hecede olmak kaydıyla söz içinde de iki ünsüz yan yana gelebilir.
15. Soru
Bağlama ünlüsü nedir?
Cevap
Bağlama ünlüsü, ünsüzle biten bir sözcüğe, köken olarak ünsüzden ibaret veya çift ünsüzle başlayan bir ekin gelmesi sonucu Türkçede hece sonunda bulunamayan bir ünsüz çiftinin ortaya çıkması durumunda, araya giren ünlüye denir. (benim) anne-m ve (benim) el-i-m örnekleri karşılaştırılırsa, anne sözcüğünün birinci kişi iyelik ekini -m olarak aldığı görülür. Oysa el sözcüğüne aynı ek getirildiği zaman araya bir i sesi girer. Bunun nedeni hece sonunda -lm ünsüz çiftinin bulunamamasıdır. Benzer bir durum mavi-msi ile mor-u-msu örneklerinde de görülür. Renklerden sonra benzerlik ifade eden -msX eki ünlüyle biten mavi sözcüğüne doğrudan eklenirken, /r/ ünsüzüyle biten mor sözcüğüne eklenince, sözcükle ek arasına bir dar ünlü getirilmektedir. *morm-su biçiminde bir heceleme Türkçenin ses sisteminde imkânsız olduğu için sözcüğün hecelenmesi mo-rum-su şeklini almaktadır.
16. Soru
Ses uyumları terimiyle ne kastedilmektedir?
Cevap
Türkçenin ses bilgisi açısından en önemli özelliklerinin başında ses uyumları gelir. Ses uyumları terimiyle ise farklı ses olayları kastedilir. Hem ünlüleri hem de ünsüzleri ilgilendiren ve Türkçenin en bilinen ses özelliklerinden biri olan önlük-artlık uyumu seslerin niteliğiyle ilgilidir. Dudak uyumu ise, ünsüzlerin belli bir rolü varsa da, sadece ünlülerle; buna karşılık ünsüz uyumları sadece ünsüzlerle ilgilidir.
17. Soru
İlk hece dışında bulunmayan ünlüler nelerdir?
Cevap
Türkçe sözcüklerde geniş yuvarlak /o/ ve /ö/ ünlüleri yalnız ilk hecede bulunabilir. -(X)yor şimdiki zaman eki bağımsız yorı- fiilinden geliştiği için istisnadır. İlk hece dışında bu ünlüleri bulunduran sözcükler yabancı kökenlidir. Ancak ağızlarda ve konuşma dilinde ilk hece dışındaki /o/ ve /ö/ ünlülerinin yabancı sözcüklerde de sıkça değiştirildiği ve bu ünlüleri barındıran sözcüklerin Türkçenin yapısal kurallarına uygun hâle getirildiği görülür.
18. Soru
Ötümlülük-ötümsüzlük uyumu nedir?
Cevap
Bu uyum ünsüzlerin boğumlanma noktalarıyla ilgilidir. Ötümlü ve ötümsüz varyantları olan bir ekin, ünlülerden ve ötümlü ünsüzlerden sonra ötümlü ünsüzle başlayan, ötümsüz ünsüzlerden sonraysa ötümsüz ünsüzle başlayan biçimlerinin gelmesine ötümlülük-ötümsüzlük uyumu denir. Tanımdan da anlaşılacağı gibi bu uyum ünsüzlerle ilgilidir ve kaynaklarda ünsüz uyumu olarak da geçer.
19. Soru
Ses uyumları nedir?
Cevap
Türkçenin ses bilgisi açısından en önemli özelliklerinin başında ses uyumları gelir. Ses
uyumları terimiyle ise farklı ses olayları kastedilir.
20. Soru
Önlük-Artlık Uyumu nedir?
Cevap
Kaynaklarda kalınlık-incelik uyumu olarak geçen önlük-artlık uyumu en kısa tanımıyla bir sözcükte sadece art veya ön sıradan seslerin bulunmasıdır.
21. Soru
Art damak ve ön damak ünlüleri nelerdir?
Cevap
i. Ünlülerin tamamı art damak ve ön damak ünlüleri olarak
iki büyük gruba ayrılır. Buna göre /a/, /ı/, /o/, /u/ ünlüleri art damak; /e/, /i/, /ö/, /ü/ ünlüleri ise
ön damak sesleridir. Ünsüzlerden sadece /g/, /k/, /l/ seslerinin art ve ön damak biçimleri vardır;
ama bunlar bağımsız sesbirimler olmalarına rağmen alfabede farklı işaretlerle gösterilmezler.
22. Soru
Alıntı sözcükler Türkçe'ye girdiklerinde ses uyumları açısından ne durumdadırlar?
Cevap
Alıntı sözcükler de Türkçenin yapısal kurallarına bağlıdırlar. Bir alıntı ne kadar
eski ise ünlü uyumları açısından da Türkçenin bu baskın yapısal özelliğine uyum sağlama
ihtimali o kadar yüksektir. Orijinal dilde ünlü uyumuna girmeyen ama Türkçede uyuma
girmiş sözcükler vardır: ?amìr>hamur
23. Soru
Sözcüklerde gelen seslerin sırası ne açıdan önemlidir?
Cevap
Sözcükte her seferinde önce gelen sesin niteliği, sonra gelenin niteliğini belirler. Sözcüğe ek gelmesi durumunda, ekin ön ünlülü mü yoksa art ünlülü mü olacağı sözcüğün
son hecesinin niteliğine bağlıdır. Son hecede art damak sesleri varsa, ek art damak ünlülerini, ön damak sesleri varsa ek ön damak ünlülerini barındırabilir.
24. Soru
Türkçe'de uyum dışı durumların yaşanmasının en önemli nedeni nedir?
Cevap
Çeşitli nedenlerle önlük-artlık uyumunun dışında kalan Türkçe kökenli sözcükler de vardır. Uyumdan çıkmanın en önemli nedeni kimi eklerin tek biçimli oluşudur: yaparken, geliyor, baştaki vb. Bu ekler çekim eki olabileceği gibi sözcüğün anlamını değiştiren yapım
ekleri de olabilirler. Uyuma girmeyen tek biçimli ekler ön ya da art ünlülü olabilir.
25. Soru
Düzlük-Yuvarlıklık Uyumu nedir?
Cevap
Türkiye Türkçesinin önemli ses olaylarından biri de düzlük-yuvarlaklık uyumudur. Kaynaklarda dudak uyumu olarak da geçen düzlük-yuvarlaklık uyumu, sözcüğün ilk hecesinde düz bir ünlü varsa sonraki hecelerde sadece düz; yuvarlak ünlü varsa sonraki hecelerde
dar-yuvarlak veya düz-geniş ünlülerin bulunması kuralıdır.
26. Soru
Düzlük-yuvarlaklık uyumunun bazı sözcüklerde gerçekleşmemesinin sebebi nedir?
Cevap
Düzlük-yuvarlaklık uyumu bazı sözcüklerde gerçekleşmemiştir. Uyumsuzluğun nedeni dudak ünsüzleri /b/, /m/, /p/, /v/’nin /u/ ve /ü/ ünlülerinin düzleşmesini engelleyici bir rol oynamalarıdır:
kavun
kabuk
kavurmak
çamur
yavru
tapu vb.
Bir sözcükte her iki uyumun da bulunduğu var sayılırsa, Türkçe bir hecede ve onun hemen ardından gelen hecede hangi ünlülerin bulunabileceği şöyle bir şemayla gösterilebilir.
27. Soru
Ötümlülük-ötümsüzlük uyumu nedir?
Cevap
Bu uyum ünsüzlerin boğumlanma noktalarıyla ilgilidir. Ötümlü ve ötümsüz varyantları
olan bir ekin, ünlülerden ve ötümlü ünsüzlerden sonra ötümlü ünsüzle başlayan, ötümsüz ünsüzlerden sonraysa ötümsüz ünsüzle başlayan biçimlerinin gelmesine ötümlülükötümsüzlük uyumu denir. Tanımdan da anlaşılacağı gibi bu uyum ünsüzlerle ilgilidir ve
kaynaklarda ünsüz uyumu olarak da geçer.
28. Soru
Hece nedir?
Cevap
Bir solukta çıkarılan ses veya seslerin bütününe hece denir. Daha önce de geçtiği gibi Türkçede hece çekirdeğini ünlü oluşturur. Heceyi ünlü kurar ve sadece ünlüler tek başlarına
hece olabilir. Her ünlü, varsa kendinden önce gelen ünsüzü ve kendinden sonra gelen tek
veya iki ünsüzü kurduğu hecenin içine alır.
29. Soru
Türkçe'de tek ünlüden oluşan tek kök nedir?
Cevap
Türkçede tek ünlüden oluşan tek kök o’dur ve çekimde, ünsüzle başlayan eklerden
önce araya bir ünsüz girer: o-n-da, o-n-un vb. Türkçede kökler genellikle tek hecelidir ve
birden fazla heceli sözcüklerin büyük çoğunluğu türemiştir. Türkçede heceyi ünlü kurduğu için sözcüğün sadece ilk hecesi ünlüyle başlayabilir.
30. Soru
Standart Türkçe sözcüklerde heceleme nasıl yapılır?
Cevap
Standart dilde heceleme yapılırken Türkçe sözcüklerde hecelerin söylenişi esas alınır.
Türkçe kökenli çok heceli sözcüklerde sadece ilk hece ünlüyle başlayabilir:
o-da
e-vi
u-çuk
31. Soru
Türkçenin heceleme kurallarıyla eklenme arasındaki ilişki nedir?
Cevap
Türkçenin heceleme kuralları eklenmeyi de etkiler. Ünlüyle biten bir sözcükten sonra
ünlüyle başlayan bir ek gelince araya bir yardımcı ses girer ve “İlk hece dışındaki heceler
ünlüyle başlayamaz.” kuralına uyulmuş olur:
sev-gi-yi
ka-pı-ya
32. Soru
Tipik olmayan sesler nelerdir?
Cevap
Tipik Olmayan Sesler
Geniz ünlüleri, gırtlak ünsüzleri, ayın ve hemze Türkçe için tipik olmayan seslerdir. Yine sızıcı sesler de (/f/, /v/, /j/) Türkçe için tipik değildir.
33. Soru
İkiz ünlülerden kaçınma nedir?
Cevap
İkiz ünlülerden kaçınma da Türkçe için tipiktir. Türkçede bir hecede sadece bir ünlü bulunabilir. İki ünlü iki ayrı hecede de yan yana gelmez, ancak birleşik sözcüklerde bu mümkün olabilir: havaalanı vb. Bu nedenle ünlü ile biten bir sözcük ünlü ile başlayan bir ek
alınca araya yardımcı ses girer: oda-y-a vb. (bk. Heceleme).
34. Soru
Türkçe sözcüklerde hece sonunda hangi ünsüz çiftleri bulunabilir?
Cevap
Türkçe sözcüklerde, hece sonunda ancak belli ünsüz çiftleri bulunabilir:
-lç, -lk, -lp, -lt: ölç-, ilk, alp, alt
-nç, -nk, nt: inanç, denk, ant
-rç, -rk, -rp, -rs, -rt: sürç-, ürk-, sarp, pars, art
-st: üst
35. Soru
Türkçede ilk hece dışında bulunamayan ünlüler nelerdir?
Cevap
Türkçe sözcüklerde geniş yuvarlak /o/ ve /ö/ ünlüleri yalnız ilk hecede bulunabilir. -(X)yor
şimdiki zaman eki bağımsız yorı- fiilinden geliştiği için istisnadır. İlk hece dışında bu ünlüleri bulunduran sözcükler yabancı kökenlidir. Ancak ağızlarda ve konuşma dilinde ilk
hece dışındaki /o/ ve /ö/ ünlülerinin yabancı sözcüklerde de sıkça değiştirildiği ve bu ünlüleri barındıran sözcüklerin Türkçenin yapısal kurallarına uygun hâle getirildiği görülür.
36. Soru
Bağlama ünlüsü nedir?
Cevap
Bağlama ünlüsü, ünsüzle biten bir sözcüğe, köken olarak ünsüzden ibaret veya çift ünsüzle
başlayan bir ekin gelmesi sonucu Türkçede hece sonunda bulunamayan bir ünsüz çiftinin
ortaya çıkması durumunda, araya giren ünlüye denir. (benim) anne-m ve (benim) el-i-m
örnekleri karşılaştırılırsa, anne sözcüğünün birinci kişi iyelik ekini -m olarak aldığı görülür.
37. Soru
Bağlama ünsüzü nedir?
Cevap
Bağlama ünsüzü, sözcüğün ünlüyle bitmesi, ekin ise ünlüyle başlaması durumunda, Türkçenin ikiz ünlülerden kaçınması nedeniyle araya giren ünsüzdür (Türkçe kaynaklarda konunun ele alınışı için bk. Karademir 2011). Örneğin Türk-üm derken, sözcüğün ünsüzle bitmiş olması nedeniyle bildirme eki olan -(y)Xm, sözcüğe bir yardımcı öge olmaksızın bağlanmıştır. iyi-y-im sözcüğünde ise /-ii-/ ikiz ünlüsünden kaçınmak için araya /-y-/
yardımcı ünsüzü girmiştir
38. Soru
Yardımcı sesler nelerdir?
Cevap
Ses olaylarına geçmeden önce, eklenme sırasında ortaya çıkan yardımcı seslerden de söz
etmek gerekir. Bunlara yardımcı ses denmesinin nedeni, eklenme sırasında yardımcı bir
öge olarak görev yapmalarıdır. Nöbetleşmeler bölümünde yeniden üzerinde durulacak
olan yardımcı sesler, eklenme sırasında Türkçenin yapısal özellikleri nedeniyle söz sonunda bulunamayan ünsüz çiftlerinden veya ikiz ünlülerin oluşumundan kaçınmak amacıyla ortaya çıkarlar.